Pdf Hayratı, Psikoloji, Sosyoloji

Damga

Damga bir ilişki türüdür, sabit bir vasıf değil. Damga; damgalayana, normal addedilene, “normal” rolünü oynayana ihtiyaç duyar. Toplumsal ilişkilerin ve etkileşimlerin seyrinde karşı karşıya gelen iki bireyin arasında geçen bir “hikâyedir” aslında damga, ama bu hikâyede ilginç olan şudur ki; bugün normali tanımlayan bir nitelik yarın pekâlâ bir damgaya dönüşebilir. Normal ve damgalı, somut kişiler değildirler; sadece birer bakış açısıdırlar.


Toplumsal çerçeveler, işaret ettikleri toplumsal bağlamlarda karşılaşılması muhtemel kişi kategorilerini sabitler. Verili toplumsal bağlamlardaki sosyal ilişki rutinleri, özel bir dikkate veya düşünceye gerek kalmaksızın beklenebilir bir durum olarak karşımıza çıkan ötekilerle alakadar olmamıza müsaade eder. Bir yabancıyla karşılaştığımızda, işte o an itibarıyla, ilk intibalar büyük ihtimalle, bizim karşılaşılan kişinin dâhil olduğunu düşündüğümüz kategorisini ve niteliklerini ve buradan hareketle de “toplumsal kimliğini” peşinen kestirmemize olanak tanır.



Erving Goffman birbirinden farklı üç damga tipinden bahsetmektedir:

1- Bedenin korkunçlukları, muhtelif fiziki deformasyonlar.

2- zayıf irade, baskıya müstahak ya da doğal olmayan tutkular, sapkın ve katı inançlar ve ahlaksızlık olarak algılanan bireysel karakter bozuklukları gelir; örneğin hapis yatmak, bağımlılık, işsizlik, intihara girişim ve radikal siyasi davranışlar vs.

3- ırk, ulus ve din gibi etnolojik damgalar vardır; bunlar, soy bağıyla aktarılabilirlerdir.


“Normallerin en normali” bile yarı gizli bir noksanlığa sahip olabilir ve bu noksanlığın, varsayılan ve fiili toplumsal kimlikleri arasında utanılası bir mesafeye yol açacak şekilde su yüzüne çıkmasının her zaman ihtimalinin olduğunu söyleyen Goffman, farklılığı anlamak için farklı olana değil, olağan olana bakmamız gerektiğini söyleyerek normlardan uzaklaşan insanların bunun farkına daha kolay varabildiklerini söylemektedir. Yani biz “normaller” damgalı olanları anlamak için var olan normların eleştirisini yaparak ve belki normlardan saparak, normlara mesafeli durarak norm dışı olanlarla daha kolay empati kurup onları daha iyi anlayıp analiz edebiliriz.



Sakat, piç, salak, gibi özel damga terimlerini, genellikle asıl manalarına kafa yormaksızın günlük söylemlerimizde birer mecaz ve tasvir kaynağı olarak kullanırız. Örneğin, topal iğrenç bir kelimedir. Tanımlar! Ayırır! Fazlaca samimidir! Küçümseyicidir! Bu kelime, kozasından çıkmakta olan kımıl kımıl bir yaratık görmüşüm gibi midemi bulandırıyor.



Erving Goffman, Damga – Örselenmiş Kimliğin İdare Edilişi Üzerine Notlar


 

İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Dengbêjler / Sözün Yazgısı