Felsefe, Pdf Hayratı

Deleuze, Anlamın Mantığı

Sevgili Ulus Baker’in çevirisiyle: “Yaralarım benden önce de vardı, ben onları bedenimde taşımak için doğmuşum.”


Gilles Deleuze, Anlamın Mantığı kitabında, Stoacı ahlak anlayışına referans yaparak, ahlaklı olmanın başımıza geleni hak etmek olduğunu ifade eder. Deleuze’ün ifadeleriyle aktaracak olursak, bir insanın yarasını iğrenç hale getiren tek şey, o kişinin başına geleni hak etmediğini düşünerek olaya hınç duyması, yani başına gelene nankörlük etmesidir.


Deleuze, bu noktada savaşta yaralanıp yatalak kalan Fransız şair Bousquet’ye gönderme yaparak ahlaklı olmaya dair şunları söyler: “Kendi acılarının insanı ol, onların kusursuzluğunu ve görkemini ete kemiğe büründürmeyi.” Yani Deleuze’e göre ahlaklı biri, başına gelenden ötürü ağlayıp sızlanmayı değil, başına geleni –bu her ne kadar acıya, yaraya ilişkin bir şey olsa dahi- hak etmek için elinden geleni yapmayı tercih edecektir.


Deleuze bu durumu şöyle açıklar: “Başımıza gelene layık olmak, yani ondaki olayı istemek ve ortaya çıkarmak, kendi olaylarının çocuğu olmak ve böylece tekrar doğmak, kendine bir doğum daha yaratmak, bedensel doğumundan kopmak.”


Öyleyse Deleuze’ün “başına gelene layık olmak” olarak ifade ettiği durum, edilgen bir şekilde kaderine razı olmak anlamına gelmez. Aksine, Deleuze’e göre, başına geleni hak eden kişi, o yaranın görkeminden yeni bir şey üreten; kendini tekrardan doğuran kişidir. Başka bir deyişle, Deleuze için ahlaklı olmak ve “başına geleni hak etmek”, acının içine gömülüp karalar bağlamak yerine, bu acıyı bir tür vakurlukla karşılayıp, acıdan yeni bir şey doğurmaktır.


Gilles Deleuze, Anlamın Mantığı buradan indirebilirsiniz.


Kaynak: 1


İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Like ya da Amin Kapitalizmi