Genel

Genelev Patroniçesi Matild Manukyan

Leydiyiz en centılmıns, iyi bayramlar. Epeydir yokum, aslında varım ama yokum. Instagramda görüşüyoruz, malumunuz makale işi ve yoğunluk. Bir de gözünden bir şey kaçmayan zeka küpü canımlar fark etmiş, epeydir yer bildirimi, kamp alanı vs yazısı paylaşmıyorum. Çünkü taciz diyebileceğim boyutta olaylarla karşılaşıyorum. Ortadoğu’ da doğmuşsanız, hele kadın olarak doğmuşsanız hele hele bir de Kürt olarak doğmuşsanız, e zaten hayata 3-0 yenik başlamışsınız demektir. Biri ismim, ev adresim ve hakkımdaki bütün bilgilere ulaşmış, nasıl başardıysa. Neyse efenim, afiyetteyseniz buyrun muhabbet konumuza geçelim.


İstanbul’da genelevler 19.yy’ın sonlarına doğru, özellikle de Kırım savaşı (1853-1856) zamanında askerlerin temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla açılmış ve kurumsallaşmaya başlamıştır. Galata’da ve daha sonrasında Beyoğlu’nda açılan ve oldukça rağbet gören genelevler, günümüzde birçok zorluklarla karşılaşmış olsa dahi hala yerlerini koruyup, hizmetlerini sürdürmektedirler.


Bugün Türkiye’de genelevlerin yaklaşık olarak % 85’i illegal olarak yürütülmektedir. Bunun sebebi ise, Türkiye’de 100.000’den fazla seks işçisinin çalışıyor olması ama sadece 15.000 seks işçisinin resmi olarak çalışılmasına izin verilmesidir.


Türkiye’ de bir döneme damga vurmuş, vergi rekortmeni genelev patroniçesi Matild Manukyan’ı bir şekilde bir yerlerde okumuş ya da duymuşsunuzdur. Peki bu ilginç kariyerde nirvanaya ulaşmış Matild kimdir? Manukyan olarak tanıdığımız Matild Manukyan’ın gerçek adı Eveline Matild Chah Muradyan’dır. Babası Ermeni tenor Armenak Chah Muradyan, annesi İsviçreli balerin Salle Marguerite’tir. 1914’te doğan Manukyan’ın ailesi 1913’te Fransa’ya göç etmiştir. Manukyan bir Türkiye Ermenisidir. Vergi rekortmeni olan Manukyan’ın tüm Türkiye tarafından tanınmasının sebebi ise genelev patroniçesi olmasıdır.


Aristokrat bir aileden gelen Matild Manukyan, Notre Dame de Sion mezunudur. Bu okuldan mezun olduktan sonra iş hayatına atılmaya karar veren Manukyan ilk olarak terzilikle uğraşmıştır. Dropier Gabriel ile 11 yıl evli kalmış, para kazanabilmek için sosyete terziliğine başlamıştır. Eşinin ölümünden sonra oğlu ile yalnız kalınca Karaköyde babasına ait binaları genelev işletmecilerine kiraya veren Manukyan, buradan alacağını ödemeyen bir kiracısı vasıtasıyla geneleve ortak olmuş, önce ev sahipliği ile bu işe başlayan Manukyan’ın yıllar içinde işlettiği genelev sayısı 14ü bulmuştur.


 


Daha sonra Manukyana ait genelevlerin sayısı 37`e ulaşmıştır. Manukyan 20.yy’ın en önemli işkadınlarından biridir. O, genelevlerden kazandığı paralarla çok sayıda gayrimenkul almış, üst üste vergi rekortmeni seçilmiş, resmi görevlilerden vergi rekortmenliği plaketleri almıştır. Hatta M&M adını verdiği özel müzede başarılarını sergilemiştir. Çalıştırdığı kadınlar ona “Ana” diye sesleniyormuş. 90’lı yıllarda faal olan Hizbullah tarafından suikaste uğramış, yine 95’te aracına bomba konulmuş ama kurtulmuş.


O yıllarda Manukyan’dan daha fazla para kazanan holdingler vardı ama vergi rekortmeni genelev patroniçesiydi. 5 Şubat 2006 tarihinde Sabah Gazetesi’nden Emrullah Erdinç’e vermiş olduğu “Bir Genelev Polisinin İtirafları” röportajında H.K. şöyle söylüyor: “980 kadının genelev patronuna kazandırdığını, 110 bin işçi bir holdinge kazanamıyor mu?” diye şaşırmış H.K. Çünkü onlar kazandıklarını beyan etmeyerek vergi kaçırmışlar. “Manukyan, yaptığıyla övünmeyen ama utanmayan da bir kadındı” diyen H.K., Manukyan’ın en çok vergi rekortmeni olmasıyla övündüğü söylüyor.


Genelevlerden kazandığı paraları gayrimenkule dönüştürerek, ailesinden kalan gayrimenkul sayısını artıran Manukyan 90’lı yıllarda 6 kez vergi rekortmeni seçilmiş. Hatta vergi rekortmeni seçildiği için devlet ve ekonomi kuruluşları tarafından verilmiş bolca ödülü var. Şimdiki zamanı ve yapılan işi düşününce insana ne kadar tuhaf geliyor.



Zamanında Şişli Belediyesi ile Şişli Adliyesi bile onunmuş, hatta bir olaydan adliyeye sevkedilip bir aylık kirayı almaması bedeli ile serbest bırakıldığı söylenir.  O kadar çok kazanıyormuş ki genelevdeki odasının içinde 1,5 metre genişliğinde para kasası varmış. Manukyan 2001 yılında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiş.


Ardında ise şunları bırakmış: İstanbul’da 500 daire, 70 iş hanı (Şişli Belediyesi, Şişli Adliyesi dahil), Yalova’da 200 daire, 4 bin metrekarelik arsa, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde bin dönüm arazi üzerine kurulu ambalaj ve emaye fabrikası, Antalya ve Alanya’da ikisi dört yıldızlı, biri beş yıldızlı üç otel, Büyükada’da bir köşk, Kalamış Yat Limanı’nda demirli 18 metre boyunda Sang Harmony yatı, BMW, Mercedes ve Rolls Royce otomobil, çok sayıda mücevher ve ziynet eşyası. Vay anasını sayın seyirciler.


Enteresandır; Öldüğü gün tüm genelevleri kapısına siyah çelenk bırakılmış ve o gün tüm genelevler %50 indirimle görev başı yapmış! Alman belgesel kanalının 98 yılında yaptığı çekimlerden ve görüntülerden oluşan şu  kısa videoyu birlikte bir izleyelim:



Şurada da rahmetli Birand’ın 32. Gün programından bir Matildyan kesiti efem:



http://alkislarlayasiyorum.com/m/content/358064/32-gun-ayse-arman-genelev-patronicesi-matild-manukyanin-oykusunu-anlatiyor


Sizce vergi kaçırmayıp vergi rekortmeni olan, bağışlar yapan bir genelev patroniçesi mi günümüz siyasetçileri ve vergi kaçakçısı zenginleri mi daha dürüst? Bir dönem Türkiye’de yaşanmış tüm bu olaylar hakkında siz ne düşünüyorsunuz?


 

*internetten derlenmiştir.


İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  İbrahim Halil Baran'dan Gençlere Bazı Tavsiyeler