Mitoloji

Hypnos ve Olaylar

Bugün sizlere uykuya hasret olan biri olarak, bana pek uğramayan Hypnos’tan ve hayallerimdeki hayat ve aileye nasıl sahip olduğundan söz etmek istiyorum. Yunan mitolojisindeki uyku tanrısı Hypnos’un misyonu, insanların sağlıklı bir şekilde uyumasına yardımcı olmaktır. Hesiodos’a göre göklerde yaşayan gece tanrıçası Nyx (Gece) kendi başına Hypnos (Uyku) ve Thanatos (Ölüm) tanrılarını yaratmıştır. (Uyku ve ölüm kardeştir, sözünü buraya iliştirelim. Ayrıca, ötanazi de Thanatos’tan geliyor.) Kimi kaynaklara göre ise Hypnos, karanlıkların tanrısı Erebus ile gece tanrıçası Nyx’in oğludur. Yani efenim her halükarda Nyx’in oğludur.


“Uyumayı istiyorum, yaşamaktan çok uyumayı! / Ölüm kadar karanlık ve yumuşak bir uykuda.” -Lethe, Charles Baudelaire


Hypnos


Hypnos, şakaklarında bir çift kanadı olan genç bir tanrı, elinde bir kap haşhaş suyu veya çiçeği ile tasvir edilir. Bazı tasvirlerde sedirde yatan Hypnos’un çevresinde düşlerin yaratıcısı olan oğulları, Phanatasos ve Morpheus yer alır. Kendisi yeraltı dünyasında bir mağaranın içinde yer alan sarayda yaşar, mağaranın önünde haşhaş çiçekleri ve başka yatıştırıcı otlar bulunur. Sarayında herhangi bir iç veya dış kapı yoktur, çünkü en ufak bir kapı gıcırtısı bile Hypnos’un huzurunu kaçırmamalıdır. (Ahh ah!) Hypnos ve oğulları; sessizliğin hakim olduğu, tek duyulan sesin Lethe ırmağının sularının şırıltısı olduğu bir diyarda oturmaktadırlar. (Lethe ırmağının adı, letarji-uyuşukluk, miskinlik sözcüğünün kökenini oluşturmuştur.) Bu ırmak, mağaranın içinden başlayıp ölüler ülkesine uzanmaktadır, suyundan içen kişinin hafızası resetlenir, her şeyi unutur. Suya düşerseniz de yandınız, kendinizi ölüler ülkesinde buluverirsiniz.



Hypnos’un karısı Pasithea (halüsinasyon, gevşeme ve rahatlama tanrıçası)’dan üç oğlu olmuştur. (Resmen hayalimdeki aile ve ev hayatı.) Üç oğlundan biri, aynı zamanda rüya daimonları’nın lideri olan Morpheus, sarayda çıt çıkmaması için görevlendirilmiş bulunmaktadır. Morpheus, dönüşümü ve şekil değişikliğini simgeleyen, rüyalarda insan şekline bürünebilen kanatlı “rüya tanrısı”dır. (Matrix- Morpheus bağlantısı kuranlara kalp.) Hypnos (Hipnoz kelimesi Hypnos ‘tan gelmektedir.) ‘un diğer oğullarından Phobetor, korkulu rüyalar ve fobilere, Phantasos ise illüzyon ve fantezilere sebep olur. (Bir Ek bilgi daha, morfin, fantazi ve fobi sözcükleri de buradan gelmektedir. Bknz. Morpheus, Phantasos, Phobetor.)


“Bilgileri verdin, nerede aksiyon?” dediğinizi duyar gibiyim. Efenim mitoloji bu, aksiyon eksik olur mu?


İlk olarak sahnede yine Hera zillisini görüyoruz. Hera, Zeus’un oğlu Herkül’den nefret ediyor ve ona işkence etmek istiyordu. Bu yüzden Hypnos’tan Zeus’u uyutmasını istedi. Böylelikle Tanrı Kral, Hera’nın yaptıklarını göremeyecekti. Fakat Zeus bu, uykudan uyanınca olanları öğrendi ve Hypnos’u cezalandırmak için peşine düştü. Hypnos’u annesi Nyx’in kucağında bulan Zeus, “Hadi bu seferlik yırttın, seni affediyorum ama bir daha olmasın.” dedi.


Zeus ve Hera


Bir diğer efsaneye gelelim. Yer: Truva, savaş dönemi, Truvalılar Akalıları talan etmekte, Zeus Bey İda Dağı’na oturmuş gözünü kırpmadan savaşı izlemektedir. Fettan Hera Truvalıları değil, Akalıları desteklemektedir. Athena ve Poseidon da Hera’nın yandaşlarıdır. Hera, ne yapsam ne etsem de Zeus’un dikkatini dağıtıp savaşı izlemesine engel olsam, yine türlü dalavereler çevirip Akalılara yardım etsem diye düşünürken aklına Hypnos gelir. Hemen koşa koşa Afrodit’in yanına gider ve Zeus’un aklını başından alıp onunla sevişmek için tüyolar alır. Sonra hoop bizim Hypnos’un yanına. Hypnos’a kocasıyla sevişmesinin ardından Zeus’u uyutması karşılığında altın taht vaat eder. Hypnos da “Heracığım taht güzel de Zeus’u kendime düşman edecek kadar değil.” der. Hypnos, Zeus’u öfkelendirmeyi  reddeder çünkü daha önce onun fırlattığı şimşeklerden biri çok yakınına kadar gelmiştir, tırsmaktadır.



Hera bu efem, istediğini illa alacaktır. Bu sefer de farklı bir teklif sunar. Kendisine yardım etmesi karşılığında Pasithea’yı ona sunacağını söyler. Uyku tanrısı bir bey olduğundan mütevellit, korku, şimşekler aklından uçar gider ve gözlerinden kalp emojileri çıkartarak teklifi kabul eder. Hera Zeus’un yanına gidip türlü işvelerle cilvelerle onu baştan çıkarır. Aşka gelen Zeus, savaşı izlemeyi bırakıp dağın başında Hera ile birlikte olurken Hypnos kuş olup onların seviştiği yerde bir ağaca tünemiştir bile. Sevişme biter, Zeus uyumaya başlar.



Zeus’un fosur fosur uyuduğunu duyan Poseidon, “Hektooor, hain köpek!” diyerekten savaş meydanına dalar. Zeus uyandığında savaş bitmiş ve Hektor hakkın rahmetine kavuşmuştur. (Daha önce tarihteki ilk güzellik yarışmasını anlatırken Truva Savaşı’na değinmiştim. Pasithea ve Hypnos da böyle evlenmiştir.)


Ya efenim, olaylar böyle. Hera’nın Zeus’un aklını başından alıp daha önce birçok kez anlattığım türlü dalavereleri çevirdiği yerin Kazdağları’nda Adatepe köyü yakınlarındaki Zeus Sunağı ve civarı olduğu söyleniyor. Yolunuz düşerse sizler de benim gibi mitolojik entrikaları düşünerek hülyalara dalabilirsiniz.


Görüşmek üzere.


İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Mersin Ağacı, Adonis, Adonis Kompleksi, Manisa Lalesi