Felsefe, Misafir Ol Gel Bana

Rus Devriminde Deneysel Yaşam ve Ütopyacı Vizyon

Merhaba arkadaşlar, yeni bir kitap tanıtımı ile beraberiz. Bu bir kitap analizi değildir. Bu kitabın analizini yapabilmek için derin ve yakın okuma yaklaşımıyla değerlendirmek gerekir. Ancak bu işin çok fazla emek isteyen bir süreçle ortaya çıkabileceği fikrindeyim. Sel Yayıncılık tarafından yayınlanan, Richard  Stites’in Devrimci Hayaller: “Rus Devriminde Deneysel Yaşam ve Ütopyacı Vizyon”  adlı kitabında Bolşevik İhtilali’nin en taze günlerinde ortaya çıkan ütopik sosyalist hareketler anlatılmıştır.


Son sosyalist ütopyaların en prestijli çağı, Bolşevik İhtilali’nin ardından Çarlık rejiminin devrilip yerine Sovyet yönetiminin kurulmasıyla yaşanmıştır. Lenin iktidarındaki 1920’li yıllarda; devlet adamları, ressamlar, köylüler, askerler, şairler ve aklınıza gelebilecek birçok kesimden insan ütopyalar kurmuştur. Bu ütopyaların hepsi kağıt üzerinde kalmamış, bazıları hayata geçirilmiştir. Sosyalist ütopyacı liderler ve yoldaşları komünler kurmuş, on binlerce üyeleri olmuştur. Milyonlarca bildiri dağıtmış, kitap yazmış ve dergi basmışlardır.


Sosyalist ütopyalar aslında sosyal laboratuvarlar olarak da görülebilir. Her ütopya üzerinde derin tartışmalar yaşanmış ve ideal sosyalist düzenin geleceği inşa edilmeye çalışılmıştır. Stalin’in iktidarında sosyalist ütopyalar rafa kaldırılmış, sosyal deneyler ve ütopik spekülasyonlar yasaklanarak bir devir kapanmıştır.


Birkaç sosyalist ütopyadan kısa kısa bahsedelim:


Niçe-Voki – Hiçciler:

1920’de “Devrimci Berduşluk” manifestosunu yazdılar. Bu manifestoya göre devrimci berduşluğun temel emri hiçbir şey yazmamak, okumamak, konuşmamak ve bastırmamaktı.


Fütüristler ve Mayakovski:

Futuristler, burjuva uygarlığının pençesinden sanatı çekip almak; sanatı karnaval ve gösterilerle sokaklara ve halka götürmek istediler. “Müze Çöpü” ve bu çöpü saklayanları; kütüphaneleri, depo ve ambarları, sarayları, galerileri ve tiyatroları yıkmak istiyorlardı. Amaç, sanatın piyasa malı olmasını engellemekti.


Mahayevizm:

Rus köylüleri arasında eğitimlilere karşı oluşmuş bir anti-entelektüalizm’dir. Sergey Neçayev’in deyişiyle “Devrim tek bir bilim tanır: Yıkım bilimi.” Beyne karşı gitgide artan bir düşmanlık hareketidir.  Düşünmeyi tümden bırakma isteğidir. Bu öğreti Polonyalı Machajski’nin öğretisidir. Bu kişiye göre, entelektüel işçiler ordusu ve eğitimli toplum işçilere köle gibi hükmedecekti. Ondan dolayı elitler arasında bilgi alışverişini kaldırmak istiyordu.


Militan Tanrısızlar Birliği:

Stalin’in yakın çalışma arkadaşı da olan Gubelman tarafından 1907’de başlamış bir ütopik harekettir. Kiliseyle devletin ayrılmasını istiyordu. Dinin işçiler için zararlı olduğunu, bilimin bütün fenomenleri açıklamaya yettiğini ve dindarlığın bir ihanet olduğunu açıklayan bir görüştü.


Şefsiz Orkestra – Persimfans:

1922 başlarında Moskovalı konser izleyicilerine “şefsiz” bir konserin sahneleneceği duyurulmuştu. Bu deneyin müzikal bağlamı fazlasıyla yenilikçi ve dinamikti. Amaç müziği devrimcileştirmekti. Sanayi ya da makine çalgıcıları olarak bilinen müzisyenler fabrika seslerini taklit ederek müzik icra ettiler ve orkestralarında fabrika aletlerini kullanarak sanayiye en yakın sesi çıkarmaya çalıştılar.


Ütopya Robotları:

Bu hareketin öncüsü Gastev adından bir bolşeviktir. Kendi kendini düzenleyen ve kendi kendini düzelten makinelerin olduğu bir ütopyadır. Makinelerin bütün dünyayı tek bir şehir haline getirdiği makineleşmiş ve standartlaşmış bir dünyadan bahseder. Makineden kopyalanan simge ve hareketlerden oluşan bir insan coğrafyası, tek bir konuşma tarzı, aynı jest ve mimikler, ortak yaşam, yeme-içme, seks kültürü ortaya çıkarma…


Zaman Birliği:

Temmuz 1923’te Kerjentsev’in katkısıyla kuruldu. Kuruluş toplantısında toplantı zamanını 70 dakika ile sınırlamışlardır. Geç kalanlara ağır cezalar verileceğine yemin edilmiştir. Bir polis kuvveti şeklinde örgütlenmişlerdir. Uyuşuk zaman hırsızlarını yakalayıp kınayarak cezalandırıyorlardı. Köylerde düşük inek sütü üretiminde suçlunun kim olduğunu bulmak için mahkeme kurdular.


Troçki:

Troçki, karınca gibi yığılan bozulmuş ve eskimiş şehirlerin ortadan kalkacağını ve “yeni mimari demokrasinin” ortaya çıkacağını ileri sürmüştür. İnsanların; dağları, ovaları, tarlaları ve halk partilerinin yeni yapacakları şehir merkezlerini teknoloji sayesinde zevklerine göre düzenleyebileklerini düşünüyordu. Şehir köyün içinde dağılmayacaktı.


Dezurbanistler:

Marksist bahçe şehir hareketidir. Baş mimarı Ohitoviç’tir. “Konumsuz bir dünya”nın savunuculuğunu yaptılar. “Şehre lanet olsun” diyerek, Moskova ve diğer şehirlerin insansızlaştırılmasını, insanların dağıtılmasını ve her yerin park olarak yeşillendirilmesini savunuyordu. Şehirdeki sanayi kuruluşları ormanların içine saklanacaktı.


Urbanistler:

50-70 bin kişilik şehirleri 25-30 apartmana sığdırmayı hayal etmişlerdir. Bina başına 1.400-2.000 kişi olacaktı. Çocuklar da buraya yakın yerlerde yaşayacaktı.  Fabrikalar, kütüphaneler, her şey apartmanların içinde olacaktı.


Tayloristler:

Yaşamın her köşesine bilimsel açıdan rasyonel bir düzen getirmeye çalışmıştır. Saat, özel bir iş kültürünün sadakat simgesidir. En ahlaklı kişi; dikkat, düzen ve süreklilik sahibi kişidir.  Makine en gerçek külttür.


Cem Akar (Kitaphanı)


İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Film Çekmek