Resim, Sanat, Tarih

Samson ve Delilah

Selamlar, iki gün misafir ağırladıktan sonra, bugün ilginizi çekecek enteresan bir konu ile karşınızdayım efenim. Schopenhauer , Hegel ve diğerleri şöyle bekleyedursun antidepresan niyetine bir yazı!  Sizlere filmlere, kitaplara konu olmuş, eski ahitte geçen bir hikaye anlatmaya geldim. Hazırsanız başlayalım, buyursunlar:


Peter Paul Rubens tarafından 1609 – 1610 yılları arasında yapılmış tablo, Samson ve Fahişe (Samson and Delilah).


Gelin yukarıdaki tabloyu birlikte inceleyelim. Tabloya bakınca memeleri açık, oturan bir kadın (memeye meme denir), onun kucağında uyumuş bir adam, adamın saçlarını kesen başka bir adam, açık kapıdan bunları izleyen askerler görüyor ve hep bir ağızdan, nalakaa? diyoruz. Şimdii, Samson Israilli bir genç, Delilah Filistinli bir kadın. Samson, önüne geleni yenebilecek, tek eliyle bir tapınağı devirebilecek, aslanları parça pinçik edecek kadar güçlü bir adam. (Samson’un doğuşu şöyle gerçekleşiyor:


Tanrı, Danî’ler sıptından Manoah adındaki bir adamın kısır olan karısına meleklerinden birini gönderir. Melek kadına: “İşte simdi, sen kısırsın ve doğurmuyorsun, fakat gebe kalacaksın ve bir oğul doğuracaksın” (Hakimler, Bap. 13: 3) der. Kadın olan bitenleri kocasına anlatır, fakat kocası pek inanmaz ve Tanrı’ya yalvararak meleğini tekrar göndermesini ister. Dilek gereğince Tanrı meleğini gönderir ve melek, daha önce karısına söylemiş olduklarını ona tekrarlar. Manoah Tanrı’ya ekmek ve oğlak takdimesinde bulunur. Az zaman sonra bir oğlu olur ve adını Samson koyar. Çocuk büyür ve Tanrı onu mübarek kılar, ve ruhu ile güçlendirir (Hakimler, Bap, 13: 1-25))


Israiloğulları ve Filistinliler arasındaki yıllar yılı süren çekişmelerin arasında, kişisel sebeplerinden Filistinlilerin nefretini kazanmıştır. Filistinli bir kıza aşık oluyor, anası babası, yapma oğlum etme oğlum sana başka kız mı yok, diyor, Samson, illa da o kızı bana alacaksınız deyip dinlemiyor. (“Kardeşlerinin kızları arasında, yahut bütün kavmimin arasında bir kadın yok mu ki, sünnetsiz Filistinlilerden kadın almağa gidiyorsun? ” (Hakimler, Bap 14: 3) “Onu bana al, çünkü gözüme o hoş görünüyor” (Hakimler 14: 4) ) Sonra olaylar olaylar (merak edin, açıp okuyun efenim) oluyor, sen git Samson’un karısının babası onu bir başka adamla evlendir!


Adam üstüne bir de diyor ki, kız kardeşi daha güzel, gel sana onu vereyim ( Küçük kız kardeşi ondan daha güzel değil mi? Rica ederim bunun yerine o senin olsun” (Hakimler, Bap 15: 2) ). Samson da tâbi ne diyon lan sen deyip, Filistinlilerin ekinlikleri ve zeytinliklerini yakıyor. Bunun üzerine Filistinliler de asıl sen ne diyon ulan deyip, Samson’un karısını ve babasını ateşte yakıyor ve sonra Yahudilerden öç almak için karargâh kuruyorlar.


Yine olaylar olaylar derken zaman geçiyor. Samson, Delilah adında bir kadına aşık oluyor. Filistin beyleri de bu kadını kullanıp intikam almak istiyor (“Onu kandır, ve bak onun büyük kuvveti nededir, ve onu bağlayıp alçaltmak için ne ile başa çıkabiliriz; ve biz her birimiz sana bin yüz parça gümüş veririz”. (Hakimler, Bap 16: 5) ). Delilah, teklifi kabul ediyor ama ne yapsa ne etse bir türlü Samson’un gücünü nerden aldığını bulamıyor.


En son taaa o zamanlarda bile kadınların en büyük silahı olan trip devreye giriyor, vay efendim sen benle eğlendin, beni kandırdın, zaten beni hiç sevmiyorsun, sırrını söylemiyorsun. Samson pes ediyor ve diyor ki: “Başıma ustura değmemiştir, çünkü ben ana rahminden Allah’a nezîrim; eğer tıraş olursam, o zaman kuvvetim benden gider, ve zayıf olup başka her adam gibi olurum” (Hakimler, Bap 16: 17). Delilah ay canım falan filan deyip vinnn hemen yetiştiriyor haberi. Sonrası işte tabloda gördüğünüz gibi, memelerini açıp onu kucağında uyutuyor, adam içeri girip saçlarını kesiyor, diğerleri de kapıda bekliyor.


Samson bi uyanıyor şok! Aldatıldığına mı yansın, gücünü kaybettiğine mi yansın. Kaçmak istiyor ama hazin son. Bknz. fakat Filistiler onu yakalayıp gözlerini oyarlar ve Gaza’ya indirip tunç zincirlere bağlarlar ve hapishanede değirmen çevirmeğe mahkum kılarlar (Hakimler, Bap 16: 17-22)


Leonard Cohen – Hallelujah adlı olağanüstü bestesinde bu hikayeye değinmekte, işte sizler için şarkının çevirisi:


Duydum ki gizli bir akor varmış
Davut’un çaldığı ve Tanrı’nın hoşuna giden
Ama sen pek müzikle ilgilenmiyorsun değil mi?
Böylece giderken
Dörtlüsü,beşlisi
Minöre düşüyor,majore çıkıyor
Şaşırmış kral Yakarış’ı besteliyor
Hallelujah (şükürler olsun)

 

İnancın güçlüydü ama kanıt istiyordun
Onu çatıda banyo yaparken gördün
Onun ayışığındaki güzelliği ayaklarını yerden kesti
Seni bir sandalyeye bağladı
Tacını kırdı,saçlarını kesti
Ve dudaklarından Yakarışı aldı
Hallelujah (şükürler olsun)
Belki daha önce buraya gelmiştim
Bu odayı biliyorum,bu yerde yürümüştüm
(Biliyorsun)Seni tanımadan önce yalnız yaşardım
Mermer kemerde bayrağını gördüm
Aşk zafer kazanılacak bir yürüyüş değil
Soğuk ve kırık bir Yakarış’tır
Hallelujah (şükürler olsun)
Bana neyin gerçek olduğunu ve aşağıda neler döndüğünü anlattığın zamanlar vardı
Ama şimdi bana bunları göstermiyorsun değil mi?
Ve hatırlıyorum sana sığındığım zamanlar
Kutsal güvercin de hareket ediyordu
Ve aldığımız her nefes bir Yakarış’tı
Hallelujah (şükürler olsun)
Belki yukarıda bir Tanrı var
Fakat aşktan öğrendiğim tek şey
Silahını senden önce çeken birini nasıl vuracağın oldu
Ve bu gece duyabileceğin bir ağlayış değil
Işığı görmüş birisi değil
Soğuk ve kırık bir Yakarış’tır
Hallelujah (şükürler olsun)

İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Zdzislaw Beksinski


Geldik sona.. Valla bence de, vay anasını sayın seyirciler.


1949 yapımı, M.Ö 1000 yılında geçen ve efsanevi kahraman Samson ve Delilah’ın hikayesinin anlatıldığı aynı şekilde efsanevi filmin linkini de sizler için aşağıya bırakıyorum:



Filmini izleyip, kitabını okuyun tavsiyesinde bulunup, buraya kadar gelenlere teşekkür ediyorum.


Görüşmek üzere efenim.