Hayata Sığamayanlar
Onlarla karşılaştığınızda garip, kozmik bir ışın sarar sizi. Neden etkilendiğinizi bilemezsiniz. Yüzleri bir bütündür. Her parça diğerini amansız bir biçimde tamamlar.
Farklılıklarını kader gibi taşıyan bu insanlara tepkiniz, önce hayranlık, sonra öfke, daha sonra çığlık çığlığa kaçma isteğidir. Şaşırmazlar, sizin gibileri çok görmüşlerdir. Onlarla yaşamanın zor olduğunu iyi bilirler. Çünkü, bu dünyaya herhangi bir rolü oynamaya değil, hayatın kendisi olmaya gelmişlerdir.
İnsanlar, sık sık o büyük acılarını anlatmak için onları arar. Dinlemesini iyi bilirler. Kendi yaşamları sanki yoktur. Soluk soluğa başkalarının yaşamlarında koşarlar. Kendilerini doruklarda, yalnızca doruklarda tüketirler. Kişilikleri yoktur. Kişiliğin, kişiliksizlik olduğu bilincindedirler. Bu nedenle onları, sevdiğiniz her şeye benzetebilirsiniz; anne, sevgili, gökyüzü ya da bir film karesi.
Sanatçı olmasalar da sanatçı gibi yaşarlar. Sorularla. Yanıtını aldıkları bütün soruların, sorusunu sorarlar. Bütün kavramları, kendileri isimlendirirler. Ahlaksızdırlar. Sezdikleri her şeyi yaşarlar. Sürekli, sevinç ve keder içinde. Herkesin “yeter” dediği yerde, “yeni baştan” diyerek. Kırılgan, ama umarsız değillerdir.
Kendilerinden başka hiç kimseyi incitmeyi başaramadıkları için, bu dünyaya başarısız olmaya gelmişlerdir. “Tek savunmaları, savunmasızlık”tır. Kimseyi yargılamayı bilmezler. Hiçbir canlıyı öldüremez, zarar veremezler.
Öğretilerinde, “karşı koyma” sözcüğü yoktur. Bir çocuğun tek bir gözyaşına bile yaşamlarını vermeye hazır oldukları bu dünyaya, asla seyirci kalamadıkları için, çoğunlukla intihar ederler. İntiharı herhangi bir nedenle erteleyenleriyse, intihar biçiminde bir yaşam sürdürürler.
Kendilerini merkeze koymayı asla beceremezler. Baş eğişleri çaresizlikle karıştırılır çoğu zaman. Ama kendilerinin ya da başkalarının onurunu korumak söz konusu olduğunda, ” Bir Karadağ Tabancası” gibi sakladıkları başkaldırılarını gün ışığına çıkarırlar. Başkaldırırlar, çünkü, salt duygu olarak yaşarlar.
Başkaldırırlar, çünkü, görev bilinci yerine sevgiyi koymuşlardır, ödünsüz ruhları başka türlü var olamadığı için.
İvan´ı anlar, Alyoşa´yı hisseder, Dimitri gibi yaşarlar ve arkalarında bir mor menekşe mutlaka bırakırlar; başkalarının acılarını sarsın diye. Onlar, bu dünyayı “güzeltmeye” gelmişlerdir. Umutsuzluktan yola çıktıklarını, daha çocukluklarında hissederler. Bize böylesine saf görünmeleri, çocukluklarını yaşatmaları değil, çocuk olmalarıdır. Kendinden başka rolü olmayan bir çocuk. Önünde diz çöktükleri tek şey mağara duvarına o resimleri çiziktiren insan elidir.
Bir gün, bir şarkıda, bir kokuda ya da aynada onlarla buluşursanız, ne olur kendinizi esirgemeyin. Bir an için bile olsa.
Çünkü onlar, “an” lara inanırlar ve o “an ” için yaşarlar.
Şarkı satıldı koku şişelendi ayna kırıldı hep.. yüreğine sağlık
Fotoğraflar kadar yazı da muhteşemdi tekrar. Harikasın. Dönüp başa bir daha okuyayım dedim. O anlardan, o ins-an-lardan biri, muhtemelen.
Ne çok kafa yoruyorsun bu anlamsız dünya için? Değer mi? Bu insanlar için kafa yormaya değer mi? Keşke kafama o kurşunu sıkmadan önce hepinizi tek tek vursaydım. Keşke kaçıp kurtulmak için bu kadar acele etmesem, sizleri de alsaydım yanıma. Ama biliyorum kurtulucaksınız siz de. Hem de çok yakında. Bu yolun sonunda… Görebiliyor musun ışığı? Kurtuluş orada tatlım. Biraz sonra; az sonra hepimiz uyanınca hatırlanamayan rüyalar olarak kalacağız. Asla sevgisiz kaplere, duyarsız insanların sahte hayatlarına malzeme olmayacağız… Tanımayacağız bu sahtelikleri. Her şeyi kaynağından halledeceğiz. Bunun için doluşmadınız mı zaten bu arabaya? Bunun için doluşmadık mı? Hissedebiliyor musunuz sevgili kabilem, sıcaklığı hissedebiliyor musunuz? Yok olmanın rahatlatıcı kokusunu çekin içinize derin derin… Buharlaşıyoruz her birimiz. Bir gün sağanak olarak yağacağız dünyaya… İnsanların olmadığı bir gün yepyeni bir dünyada tekrar tadacağız varolmayı..
fotoğrafın güzelliği mayıştırırken yazıyı defalarca okudum ve titredim gerçekten, emeğine sğlık
Bilmem kaç kez okudum yazıyı. Her seferinde ayrı bir ürperti ile. Yüreğinize sağlık.