Etiket

Sosyoloji

Felsefe, Psikoloji, Röportaj, Sosyoloji

İlişkisel Olan Duygunun Politik İçerimleri Konusunda Neler Söyleyebiliriz?

Spinoza’nın tanımına göre duygu, birbirlerine daima eşlik eden “etkileme ve etkilenme kapasitesi”dir, başkalarına ve başka durumlara ya da olaylara bağlanma tarzlarıyla ilgilidir. Spinoza’nın yaptığı gibi, duyguyu bir etkileme ve etkilenme kapasitesi olarak tanımladığımızda, doğrudan ilişkisel bir kavram olarak görmeye başlarız. Zira, duygu, etkilenmeye açık olması itibariyle ilişkiseldir, toplumsaldır. Duygudan bahsetmeye başladığımız anda, ilişkisel karşılaşmanın politik boyutu içinde buluyoruz kendimizi. Irk, toplumsal cinsiyet ve cinsellik arasındaki kesişmelerden yola çıkarak Özkan Günaydın, Ciwan Ayaz, Necat Zivingî ve Janya Kurmanchyan’a sordum: İlişkisel olan duygunun politik içerimleri konusunda neler söyleyebiliriz? İşte cevaplar: Devamı İçin Tık Tık

7 Yorum
Pasajlar, Psikoloji, Sosyoloji

Loculus, Mülkiyetin Bireysel Mekanları

Çanta, sandık, çekmece gibi küçük, mahrem ve son derece bireyselleştirilmiş nesneler, mülkiyet kavramı hakkında bize neler söyler? Bu yoğun mülkiyet formlarına sahip eşyalar çoğunlukla değersiz ya da sadece düşük emtia değerine sahiptir, kullanım değeri de azaldıkça azalır. Son derece bireyselleştirilmiş alanlarda muhafaza edilirler; teşhir edildiklerinde de özenle ve koruna koruna teşhir edilirler. Tüm bunların gösterdiği şey “eşyalara duyulan belirli, neredeyse büyülü bir ilişkinin sırrı”, sadece tek bir insanın ve onun eşyalarının birkaçı için gerekli olan bir mahremiyet, kullanım zorunluluğu ve bir tür fetişleştirmedir. Devamı İçin Tık Tık

Yorum Yap
Felsefe, Pasajlar, Psikoloji

Like ya da Amin Kapitalizmi

“İstediğim şeyden koru beni.” Jenny Holzer


Byung-Chul Han, dijital ortamın sunduğu özgür dünyayı başlı başına bir yanılsama ve gönüllü kölelik olarak görüyor. Örneğin, sosyal medyanın ifade özgürlüğünü genişlettiği konusu. Yazara göre asıl gerçek hiç de öyle değil. Dünyadaki büyük güçler sosyal medyayı halkı izlemek, eğilimlerini takip etmek ve yönlendirmek için kullanıyor: “Bugün her tıklamamız, arama amacıyla girdiğimiz her kavram kayda geçirilir. İnternetteki her adımımız gözlenir ve kaydedilir. Hayatımız tümüyle dijital ağa yansır. Dijital genel görünümümüz kişiliğimiz, ruhumuz hakkında son derece doğru bir iz bırakır, belki de olduğumuzu sandığımız kendimizden daha doğru ya da daha eksik bir iz.” Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum
Pasajlar, Sosyoloji

Sıradanlığın Müstehcenliği

Gerçekliğimizin tamamı deneysel hale geldi. Nihai bir yazgının yokluğunda, modern insan kendi üzerinde sınırsızca deney yapmaya mahkûm. Ancak her şeyin teşhir edildiği noktada (Biri Bizi Gözetliyor’da, reality-show’larda vs.) idrak ederiz, görülecek hiçbir şeyin kalmadığını. Her türlü hedefin aksine, sıradanlıkların, sıfır derecesinin aynasında, ötekinin kayboluşunun kanıtı saklıdır; hatta insanların esasen toplumsal varlıklar olmadıklarının kanıtıdır bu ayna. Bir hazır-nesnenin eşdeğeri – gündelik hayatın, zaten hakim modellerle kotarılmış bir hayatın, olduğu gibi başka yere nakledilmesi. Kontrol ekranında kapalı devre imal edilmiş sentetik bayağılık.


Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum
Genel, Pasajlar, Sosyoloji

Namus

İlkel insanda namus kavramı yoktu. Servet ya da mallar dünyasında yaşamıyordu o. Dalından koparılan yemiş, avlanan bizon, içilen su servet değildi. Mal ve mallaşma sözkonusu değildi. Parlayan güneşin altında, güneş kadar saf, dayatıcı bir yaşam vardı. Kadın erkeğin, erkek kadının, çocuklar döl erbablarının malı değildi. Arzular, hazlar, bakışlar prangasızdı. Çiftleşme özgürlüğünün sınırı göğün kıyısını aşıyordu. Devamı İçin Tık Tık

4 Yorum
Pdf Hayratı, Psikoloji, Sosyoloji

Damga

Damga bir ilişki türüdür, sabit bir vasıf değil. Damga; damgalayana, normal addedilene, “normal” rolünü oynayana ihtiyaç duyar. Toplumsal ilişkilerin ve etkileşimlerin seyrinde karşı karşıya gelen iki bireyin arasında geçen bir “hikâyedir” aslında damga, ama bu hikâyede ilginç olan şudur ki; bugün normali tanımlayan bir nitelik yarın pekâlâ bir damgaya dönüşebilir. Normal ve damgalı, somut kişiler değildirler; sadece birer bakış açısıdırlar. Devamı İçin Tık Tık

Yorum Yap