Kürtçe – Kürtlerle İlgili Bazı Filmler
1. Zerê (Hemo Beknezeryan-1926)
2. Sürü (Yılmaz Güney- 1978)
3. Yol (Yılmaz Güney-1981)
4. Hakkari’de Bir Mevsim (Erden Kıral- 1982)
5. Mem û Zîn (Ümit Elçi – 1991)
Etiket
1. Zerê (Hemo Beknezeryan-1926)
2. Sürü (Yılmaz Güney- 1978)
3. Yol (Yılmaz Güney-1981)
4. Hakkari’de Bir Mevsim (Erden Kıral- 1982)
5. Mem û Zîn (Ümit Elçi – 1991)
Jean Pierre Dardenne ve Luc Dardenne kardeşlerin Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye aldıkları ve adına Belçika hükümeti tarafından kanun çıkartılan bir film: Rosetta. Filmi izlemeye başladığımız andan itibaren kendimizi empatik bir duygu içerisinde buluveriyoruz.
Nuh’un Gemisi Cudi’de filmi bayram vesilesi ile TRT 1 ekranlarında ilk kez seyirci ile buluştu. Film, belli ki Nuh’un Gemisi’nin Cudi Dağı’nda olduğu mesajını verme yoluyla ortaya çıkmış ki zaten bunu direkt mecazsız film adı yapmışlar. Biraz da Nuh’un Gemisi’nin Ağrı’da olduğu iddialarını bertaraf etmek için yapılmış olabilir. Gelelim filmden arta kalanlara: Filmin reyting ölçümlerinin fena olmadığı hatta 22 milyon kişi tarafından izlendiği söylendi ki sonuçlar manipüle edilmediyse iyi bir reyting. Yalnız bir filmin çok izlenmesinin o filmin Türkiye’de iyi bir film olduğu anlamına gelmediğini hatırlatalım ve Recep İvedik’in en çok izlenen film rekorunu zamanında kırdığını belirtelim. Filmin tamamını izlemek sinemadan bir gıdım anlayanlar için adeta işkence idi. Nitekim sorduğum bazı arkadaşlar dayanamayıp izlemeyi bıraktılar. Ben bitirdim ama nasıl?
Bir şey hissetmediğiniz halde hissediyor gibi yapmak mı zordur yoksa bir şey hissettiğiniz halde hissetmiyor gibi yapmak mı?
Yorgos Lanthimos’un yönetmenliğini üstlendiği 2015 yapımı The Lobster filmi, yakın bir gelecekte gerçekleşeceği varsayılan distopik toplum yapısını sürreal bir tarzda kurgulamakta ve bireyin mevcut sistem içerisinde iktidara karşı yaşadığı baskılanma duygusunu konu edinmektedir. Filmin evrenini üç farklı mekân oluşturmaktadır; modern toplum bireylerinin yaşadığı “kent”, modern toplumu benimsemeyen kaçakların yaşadığı “orman” ve bireyleri modern topluma adapte etmek üzere bir eğitim kampı işlevi gören “otel”.
Usta kalem Alice Walker’ın aynı adlı romanından uyarlanan ve yine Steven Spielberg gibi usta bir yönetmenle beyazperdeye taşınan The Color Purple (1985), kadının ve kadınlığın hikâyesini anlatan çarpıcı bir yapımdır.
Hapisaneler, devlet işleyişinin en katı ve en açık göstergesidir. Dışarısı çok daha karmaşıktır, bu karmaşıklığın parlaklığı, devletin toplum üzerindeki baskısını gözden kaçırmamıza neden olabilir. Bu sebeple hapisaneler, toplum içinde her zaman kaçınılması gereken yerler olarak görülür ve her zaman gözden uzak, şehrin dışında inşa edilirler. Hapisanelerin müdürleri, psikologları, gardiyanları, gözetleme kuleleri, hücreleri ve katı kuralları vardır. Devamı İçin Tık Tık