Genel, Tarih

F.U.C.K. Kelimesinin Enteresan Tarihi

Hepimizin günlük hayatta diline pelesenk olan bazı kelimeler vardır. Bunlardan birisi de bilen bilmeyen herkesin kullandığı; fuck. Bu kelimenin kullanımın artmasında birçok sebep gösterilebilir; son zamanlarda yabancı film-dizi izleniminin artması, yabancı dil bilmenin iş hayatında var olabilmek için hayati duruma gelmesi, Batı özentiliği, popülizm vs.


Gün içerisinde kullandığımız kelimelerin kökenini, yaptığımız rutin hareketleri neden yaptığımızı hiç sorguluyor musunuz? Fuck off deyip geçmemek lazım. Türk televizyonlarında “Lanet olsun lanet, çünkü o da anasına lanet etmişti” benzeri tarzlarda çevrilen “fuck” kelimesi nedir, ne anlama gelir, kullanım alanları nelerdir, kökeni nedir, buyrun birlikte inceleyelim.



Kökene inecek olursak VIII. Henri’ ye kadar gitmemiz gerekiyor, yani 1500’lü yıllara… Henri’ den önceki dönemde Yüzyıl Savaşları (1337-1453) Fransızlar’ a karşı kaybedilmişti. Savaş sırasında ve sonrasında oluşan veba salgını 1348′ lerde İngiltere’ ye ulaşmıştı. Meydana gelen savaşlar, can kayıpları, yoksulluk ve beraberinde getirdiği veba salgınından dolayı nüfus yarı yarıya düşmüş, erkek nüfusu tükenme noktasına gelmişti. Kral Henri, ülkesinin geleceği için birtakım tedbirler almaya karar verdi. Bu sizlere de The Handmaid’s Tale dizisini ve aynı isimli Margaret Atwood imzalı kitabını hatırlatmış olmalı.


The Handmaid’s Tale, kadın köleliğini eksen alan ve doğurganlığı kadının tek varoluş amacı olarak gören toplum düşüncesini anlatan bir distopyaydı. Dizide-kitapta işlenen distopyadaki kadınlar; azalan nüfusu artırmak için damızlık olarak kullanılıyor, damızlık-kurban kadınlar erkeklerle birlikte olmaya zorlanıyor ve kendi benliklerini, kimliklerini kaybediyorlar, Offred, Ofglen gibi isimler alıyorlardı (Fredinki, Gleninki gibi). Böyle korkunç bir distopya fikri tarihte bir fikir olmaktan ziyade tedbir adı altında bu tarz politikalara dönüştürülmüştür. Tarih sayfalarını karıştırırsak bu “distopyayı” Ravensbrück Toplama Kampı’nda, sistematik şekilde tecavüze uğrayan, komutanların evlerinde damızlık yapılan kadınların hikayelerinde de görebiliriz.



Henri ve dönemin İngiltere’sine dönecek olursak: Hapishanelerde bulunan bütün mahkumlar, (Bilhassa İskoç ve İrlandalılar’ ın çoğunlukta olduğu mahkumlar) öncelikle fahişelerle olmak üzere birlikte olacaklar, kadınlar hamile kalacak, çocuklar doğuracak ve bu yolla nüfus arttıralacaktı. İşe de yaradı, bu tedbir politikası ile birlikte İngiltere nüfusu kısa süre zarfında ikiye katlandı. İngiliz Kraliyeti kontrolü altında yapılan bu çiftleşmeler ve çiftleşmelerden doğan çocuklardan, onları topluma kazandırmaktan Kraliyet sorumluydu. Bu kontrollü zina ile nüfus artırma yöntemine “Fornication Under Control of the King” yani “Kral Kontrolünde Yapılan Zina” denmiş ve FUCK olarak kısaltılıp, günümüze kadar gelmiştir.



Peki bu kelimenin günümüzdeki kullanım alanları nelerdir, ne kadar doğru kullanıyoruz, kullanırken  karikatürde olduğu gibi yanlışlıkla kendimize mi küfür ediyoruz? Sadece cinsel birleşme kasıtlı argo anlam barındırmayan “fuck” kelimesinin kullanım alanları, kalıpları nelerdir?


Yüzleeerce şekilde kullanılan bu kelimenin, ilgilenenler ve sık kullananlar için popüler ve yanlış anlaşılmaya müsait birkaç kullanım şekli ve anlamları:


FUCK: Birincil anlamı malumunuz cinsel ilişkiye girmek şeklindedir. Have a sex ‘in argo versiyonudur.


FUCK YOU/HIM/HER/THEM/THAT: Genelde sinirli ve öfkeli halde birini aşağılamak için kullanılır. Türkçe ‘de buna “De sektir ordan, siktir lan, siktir git” şeklinde çoğaltabiliriz.


WHAT THE FUCK: Evet son zamanların en popülerlerinden. Bir sinir, öfke, gerginlik vs halinde çıkan kelimelerdir.Mesela;


• What the fuck are you doing here? Burada ne bok yiyorsun/ ne halt ediyorsun?
• Who the fuck are you? Sen kim oluyorsun be?

ingilizceciler örnekleri türetsin :))


FUCK NO/ FUCK YEAH: Son dönemlerde özellikle liseli gençlere soru yöneltince bu cevabı alma ihtimaliniz yüksek. Verilen tepkiye şiddet katmak için ağız yayarak konuşmak suretiyle kullanılır. Bknz. Fak yeeaaa!7


ARE YOU FUCKING WITH ME?: Yoo, öyle değil, ortada bir teklif söz konusu değil, yo. Daha çok, “Sen benle dalga mı geçiyorsun lan?” anlamında kullanılır. You ve fucking arasına gözleri belerterek “really” eklenince daha etkili olur.


DON’T FUCK ME OVER: Beni satışa getirme, beni bir daha kazıklama vs anlamında.


FUCK UP: Bir işi mahvetmek, işin içine sıçıp batırmak vs.


SHUT THE FUCK UP: Kapa o lanet olası çeneni.


FUCK OFF: Defol git, yaylan, kaybol burdan, siktir git anlamında kullanılır.


THAT’S FUCKING STUPID: Dizilerden akıllara kazınan, en sevilen tepkilerden. Burada amaç sıfatlara vurgu yapmaktır; aptal, güzel vs.


WHO GIVES A FUCK: Yo dostum yo, o anlamda değil. “Kim takar, kim sallar” anlamında.


I DON’T GIVE A FUCK ya da SHIT: Bu da yanlış anlaşılmaya pek müsait bir kullanım şekli. Aklınızdan geçen fesat ses “Vermek istemiyorum” diyorsa susturunuz efem, zira “Umrumda olmaz, çok da fifi, amaaan banane!” benzeri anlamlar taşır.


Geri kalan 384+26 kullanım şekli ve anlamı için tıklayınız. 


Cinsel birleşmeyi tarif eden, insanlık tarihi kadar eski bir fiilin 16. yy’ dan kalma, günümüzde hala argo olarak kullanılan bu kelime ile -FUCK- anılması, cinsel birleşmenin -birtakım- erkekler tarafından kadınlar ve diğer canlılar üzerinde bir güç ve aşağılama aracı olarak kullanılması hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Nuh'un Gemisi Cudi'de ama Nasıl?