Mitoloji

Zeus ve Uğruna Bir Kıtaya İsmini Verdiği Europa

Leydiyz en centılmıns, selamlar. Tanrı olmanın verdiği güçleri kendi aşnafişneli işleri için kullanan ve sürekli başı Tanrıçalar ve onların entrikaları ile belada olan Zeus’tan ve çapkınlıklarından bir kuple daha okuyalım. Bugün söz edeceğimiz olaylı partneri, Europa! Evet, bildiğimiz Avrupa kıtası olan Europa.


Salomé nerden esti Avrupa derseniz; malumunuz efem, ben mevsimlik göçebeyim, kışın tempolu çalışır, bahar geldi mi uçar giderim. Bu yaz hayallerimden birisi olan “Tek Başına Avrupa Turu” için rotam dahil her şeyi belirleyip hunharca çalıştığım şu günlerde, bundan daha iyi bir topik olamazdı. Öyle ki  sabahlara dek okumaktan, uykusuzluktan insomniam nirvanaya ulaştı, instagramdan ütopik insomnia partisi kurma girişimlerim oldu. Sürekli memleket, sanat ve dünya ahvaline dair münakaşalarda faydalanmak üzere ciddiyetli mecmualar, kitaplar, bi’şeyler paylaş, nereye kadar efenim.


Biraz eğlenelim diye, parti tüzüğü, sloganı, eşbaşkanı, seçim şarkısı, politbüro üyeleri, basın sözcüsü, müzikli seçim otobüsü derken farkında olmadan tam teşekküllü bir parti olmaya başladık. (Sayın Eş Genel Başkanımız: Mazlum Baran, Sayın Basın Sözcümüz: Redvanca) Fekat basit bir ütopya kurgusunda bile gördük ki insanlara yetki vermeye gelmiyor, yasa teklifi sunanlara “Arkadaşlar ne çeşit manyaklarsınız? Bazılarının ütopik yasa tekliflerini electric boogie şeklinde sarsılarak okudum. Sürdürülebilecek münasip bir yaşam döngüsü kurgunuz töbebismillah cinsinden. Bende eser miktarda bulunan mana ve akıl faktörü sayenizde yok oldu, gözümün önünde canlanan sahnelerle iki hafta daha uyumam, tşk.” diyerekten siyasi hayatıma son verdim. Gelelim Avrupa’ya! Uykusuzluktan tavandaki sıva çatlaklarından yüzler, kuşlar, canavarlar çıkarırken, boğaya benzer bir çatlak görmemle çağrışımlar başladı ve sahne, ekşın!


Europa, Libya ile deniz tanrısı Poseidon’un oğlu, Fenike (Günümüzde Lübnan sınırları arasında kalan bir ülke) kralı Agenor’un biricik kızı, Fenike prensesi, güzelliği çapkınların piri, şahı Zeus’un başını döndüren, sabahtan akşama kadar kırlarda, deniz kıyısında arkadaşları ile gezmeyi, eğlenmeyi pek seven bir ablamızdır. Bir sabah Europa ilginç bir rüya ile uyanır. -Rüyasında, iki kıta, kadın kılığında kendisini paylaşmak istemiştir, Europa’yı doğurduğunu ileri süren Asya, onu kendisi almak istemiş, öteki kıta ise, Zeus’un Europa’yı kendisine verdiğini söyleyip hayır efenim benimdir demiştir.- Bu enteresan rüyaya anlam veremeyen Europa, her zamanki gibi kankaları ile buluşup deniz kıyısına, çiçek tarlalarına gider.


Zeus, Olimpos’taki evinde oturmuş dünyayı izlerken güzeller güzeli Europa’yı çiçek tarlasında çiçek toplarken görür. Zeus bu, bir güzel görmeyiversin, aklı başından gider ve onunla birlikte olmak için planlar yapar. Daha önce defalarca konuştuk biliyorsunuz, dinsizin hakkından imansız gelir misali, karısı Hera’dan ve onun gazabından tırsmaktadır. Defalarca kez çeşitli şekillere, kılıklara girerek Tanrıçaları ayartan Zeus, bu sefer bembeyaz oldukça güzel bir boğa kılığına girerek Europa ve arkadaşlarının çiçek topladığı tarlanın etrafında gezinmeye başlar. Etrafta gezinen bu sakin, görünümü büyüleyici bembeyaz boğa anında Europa’nın ilgisini çeker, onu okşamak için yanına gider.


Zeus Bey kendisine yaklaşan Europa’nın sırtına binmesi için önünde eğilir. Boğanın bu kadar sakin durmasına güvenen güzel Europa, boynuzlarından tutup sırtına bindiği an Zeus ışık hızıyla fırladığı gibi denize doğru koşmaya başlar, fırtına gibi dağlar, denizler, ovalar aşarak Europa’yı Girit adasına kaçırır. Adaya vardıklarında birbirinden güzel ağaçların arasına iniverirler, Zeus kendisini Europa’ya tanıtır ve ona aşık olduğunu söyler. Efenim sonra birlikte olurlar tabii, Europa Zeus’a üç erkek çocuk verirken; Zeus da sevdiği kadının adını bir kıtaya vererek onu ölümsüzleştirir. 



Tavandaki çatlaktan boğaya, boğadan Europa’ya. Ayrıca şöyle bir dipnot: “Boğanın Avrupa Birliğinin başkanını temsil ettiğinden bahsedilir. Girit’te yaşanan aşk ve onun neticeleri ise Avrupa ülkelerinin müşterek medeniyet, müştereken paylaşılan siyasi otorite ve müşterek bir kültür altında mesut ve müreffeh yaşama ümidini simgeler, denmektedir.” (Sarah Dejaegher -Genç Avrupa Federasyonu ‘JEF’ üyesi- 26 Temmuz 2011)


 

Avrupa Turu için, öhöm:

 Yararlandığım kaynaklar: Azra Erhat- Mitoloji Sözlüğü, Edith Hamilton- Mitologya


Görüşmek üzere efenim.
İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Hypnos ve Olaylar