Etiket

Pasajlar

Pasajlar

Ahmaklar Gemisi

Bir zamanlar, bir geminin kaptan ve zabitleri kendi denizciliklerini çok beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlardı. Gemiyi kuzeye çevirdiler ve tehlikeli buzullarla karşılaşıncaya kadar yol aldılar. Kendilerine yalnızca denizcilikteki ebedi başarılarını gösterme fırsatı vermek için kuzeye doğru çok daha tehlikeli sularda yol almaya devam ettiler.


Devamı İçin Tık Tık

6 Yorum
Edebiyat, Pasajlar

Kafa Yoksulluğu

Gazete okurken, birileriyle konuşurken, anlatılan, iletilen acılar, kötülükler, cinayetler karşısında içi oynaması gerektiğini duyduğu halde gönlünden herhangi bir kıpırtı, herhangi bir ürperti geçmeyenler vardır: Bundan ötürü kaygı duyarlar. Kimi ise herhangi bir şey duyması gerektiğini de düşünmez, herhangi bir şey de duymaz; bundan ötürü kaygılanmaz; kaygılanmayı anlayamaz. Taş yürekli filan değildir bu insanlar; imgeleme güçleri, kendi dertlerinden, acılarından, gözle görüp elle dokunabildiklerinden ötesine erişmemektedir, o kadar. Devamı İçin Tık Tık

Yorum Yap
Felsefe, Pasajlar, Sanat

Sanatın Siyaseti ve Formu

Ben sanatın politik potansiyelini sanatın kendisinde görüyorum; estetik formda görüyorum. Ayrıca, sanatın estetik formu sayesinde, toplumsal ilişkiler karşısında büyük ölçüde özerk olduğunu ileri sürüyorum. Özerkliği dolayısıyla sanat, toplumsal ilişkileri hem protesto eder hem de onları aşar. Böylece sanat, egemen bilinci, sıradan deneyimleri bozar. Devamı İçin Tık Tık

Yorum Yap
Edebiyat, Genel, Pasajlar

Harold Pinter

1958’de şu satırları yazmıştım: “Gerçek ile gerçek olmayan arasında kesin bir ayrım yoktur, doğru ile yanlış arasında da. Bir şeyin ille ya doğru ya yanlış olması gerekmez; aynı anda hem doğru hem yanlış da olabilir.” Bu sözler bugün de bana anlamlı geliyor ve sanat yoluyla gerçekliği ararken hala geçerli olduklarını düşünüyorum. Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum
Pasajlar, Sosyoloji

Sıradanlığın Müstehcenliği

Gerçekliğimizin tamamı deneysel hale geldi. Nihai bir yazgının yokluğunda, modern insan kendi üzerinde sınırsızca deney yapmaya mahkûm. Ancak her şeyin teşhir edildiği noktada (Biri Bizi Gözetliyor’da, reality-show’larda vs.) idrak ederiz, görülecek hiçbir şeyin kalmadığını. Her türlü hedefin aksine, sıradanlıkların, sıfır derecesinin aynasında, ötekinin kayboluşunun kanıtı saklıdır; hatta insanların esasen toplumsal varlıklar olmadıklarının kanıtıdır bu ayna. Bir hazır-nesnenin eşdeğeri – gündelik hayatın, zaten hakim modellerle kotarılmış bir hayatın, olduğu gibi başka yere nakledilmesi. Kontrol ekranında kapalı devre imal edilmiş sentetik bayağılık.


Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum