Kategori

Pasajlar

Pasajlar, Psikoloji

Sıkıntı Var!

“Cansıkıntısıyla dinleniyorum ancak,” derdi. “Sıkılırken dinlendiğimi anlamıyorum. İçimin yeni heyecanlar için dolduğunu hissetmiyorum. Fakat, bilmeden yeni yaşantılara hazırlıyorum kendimi. İçimde bir Selim ölürken kalan bütün gücüyle yeni bir Selim yaratıyor.” Oğuz Atay, Tutunamayanlar, s. 392


50’li yıllarda ABD’de, beyaz orta sınıf ev kadınları, evlerinde güçlü bir sıkıntı duygusu ile baş etmeye çalıştıklarını dile getirdiler. Ürünleri çeşitlenmekte olan tüketim toplumu kadınların işlerini azaltmayı vaat etmesine rağmen rutin ev işleri ile bıkkın kadınlar, sıkıntı kelimesini sıklıkla telaffuz ediyorlardı. Devamı İçin Tık Tık

6 Yorum
Pasajlar

Ahmaklar Gemisi

Bir zamanlar, bir geminin kaptan ve zabitleri kendi denizciliklerini çok beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlardı. Gemiyi kuzeye çevirdiler ve tehlikeli buzullarla karşılaşıncaya kadar yol aldılar. Kendilerine yalnızca denizcilikteki ebedi başarılarını gösterme fırsatı vermek için kuzeye doğru çok daha tehlikeli sularda yol almaya devam ettiler.


Devamı İçin Tık Tık

6 Yorum
Felsefe, Pasajlar, Psikoloji

Like ya da Amin Kapitalizmi

“İstediğim şeyden koru beni.” Jenny Holzer


Byung-Chul Han, dijital ortamın sunduğu özgür dünyayı başlı başına bir yanılsama ve gönüllü kölelik olarak görüyor. Örneğin, sosyal medyanın ifade özgürlüğünü genişlettiği konusu. Yazara göre asıl gerçek hiç de öyle değil. Dünyadaki büyük güçler sosyal medyayı halkı izlemek, eğilimlerini takip etmek ve yönlendirmek için kullanıyor: “Bugün her tıklamamız, arama amacıyla girdiğimiz her kavram kayda geçirilir. İnternetteki her adımımız gözlenir ve kaydedilir. Hayatımız tümüyle dijital ağa yansır. Dijital genel görünümümüz kişiliğimiz, ruhumuz hakkında son derece doğru bir iz bırakır, belki de olduğumuzu sandığımız kendimizden daha doğru ya da daha eksik bir iz.” Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum
Edebiyat, Pasajlar

Kafa Yoksulluğu

Gazete okurken, birileriyle konuşurken, anlatılan, iletilen acılar, kötülükler, cinayetler karşısında içi oynaması gerektiğini duyduğu halde gönlünden herhangi bir kıpırtı, herhangi bir ürperti geçmeyenler vardır: Bundan ötürü kaygı duyarlar. Kimi ise herhangi bir şey duyması gerektiğini de düşünmez, herhangi bir şey de duymaz; bundan ötürü kaygılanmaz; kaygılanmayı anlayamaz. Taş yürekli filan değildir bu insanlar; imgeleme güçleri, kendi dertlerinden, acılarından, gözle görüp elle dokunabildiklerinden ötesine erişmemektedir, o kadar. Devamı İçin Tık Tık

Yorum Yap
Felsefe, Pasajlar, Sanat

Sanatın Siyaseti ve Formu

Ben sanatın politik potansiyelini sanatın kendisinde görüyorum; estetik formda görüyorum. Ayrıca, sanatın estetik formu sayesinde, toplumsal ilişkiler karşısında büyük ölçüde özerk olduğunu ileri sürüyorum. Özerkliği dolayısıyla sanat, toplumsal ilişkileri hem protesto eder hem de onları aşar. Böylece sanat, egemen bilinci, sıradan deneyimleri bozar. Devamı İçin Tık Tık

Yorum Yap
Edebiyat, Genel, Pasajlar

Harold Pinter

1958’de şu satırları yazmıştım: “Gerçek ile gerçek olmayan arasında kesin bir ayrım yoktur, doğru ile yanlış arasında da. Bir şeyin ille ya doğru ya yanlış olması gerekmez; aynı anda hem doğru hem yanlış da olabilir.” Bu sözler bugün de bana anlamlı geliyor ve sanat yoluyla gerçekliği ararken hala geçerli olduklarını düşünüyorum. Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum