Genel, Kadın

Düne ve Yarına Dair

”Her türlü cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılığına sessiz kalmayan, tacizin her türüne karşı çıkan, desteklerini ve paylaşımlarını esirgemeyen bütün arkadaşlara çok teşekkür ediyorum.”

 


Instagramda; kendisine, hayattaki duruşuna ve “insan” haklarına saygısı olan değerli arkadaşların destekleri ve paylaşımları sayesinde birçok güzel, bir o kadar da trajik geri dönüş aldım. Paylaşımı – desteği için teşekkür ettiğim bir kadın, “Ben seni değil, yıllardır ezilen kadınlığımı destekliyorum.” dedi. İnsan olanın, içini sızlatır. Bir diğeri; çok uzaktan değil, öz babasının fiziksel ve ruhsal istismarlarından sonra bir enkaz gibi hayatta kalan bir kadın. Gelen mesajları okuduktan sonra öfke, cesaret, hüzün karışımı bir hisse kapıldım. Öyle bir his ki, dünyayı sırtlayacağım da tüm kötülükleri silkeleyeceğim gibi bir his.


Ne kadar dert edersek edelim, dünya bize sorarak dönmüyor evet, ama insan, sadece bir bedenden ve maddeden müteşekkil değildir. İnsan maneviyatıyla, bilinciyle, sorumluluğuyla var olan bir varlıktır. Çünkü insanın -farkında olmasa da- değişik güçleri vardır ve bu güçlerini harmonize ederek bir ahenk haline getirebilirse, bu büyük gezegendeki şaşırmışlığının ve içine düştüğü büyük sorunların üstesinden gelebilir. Gelen tepkiler gibi şiddetle karşı çıktığım türcü bir yaklaşım değildir bu. Hayat en küçük böceğinden en kompleks canlısına kadar büyük bir bütünlük arz ediyor. İnsanın tek ve en önemli farkı, bütün bu olup bitenin bilincinde olmasıdır. Ki bu da bizim en büyük lanetimizdir.


Biz kadınlar, statümüz ne olursa olsun bir şekilde tacize, mobbinge maruz kalıyoruz. Haklarımızı bilmemiz gerektiği kadar, maruz kaldığımız şeyin ne olduğunun ayrımını da kavramamız gerekiyor. Kendisine gelen taciz mesajlarını ifşa ettiği için, özel hayatın gizliliğinin ihlalinden ceza alan kadınların olduğu, kadın düşmanı bir ülkede yaşıyoruz. Ben soğukkanlı davrandım, fakat böyle bir durumla karşılaşınca ne yapmalıyız? Durum hangi boyutta taciz olarak adlandırılır, tacizin kapsamı, türleri nelerdir, cinsel istismar nedir, yasalar bunlar hakkında bizlere ne söylüyor öğrenmeli, bilinçlenmeliyiz. Sadece birer kadın olarak değil; birer anne, baba olarak çocuklarımızı cinsel tacizden – siber tacizden nasıl korumalıyız? Günümüzde herkesin elinde akıllı telefon var, fakat herkes “akıllı” değil. Hemen her gün haberlerde görüyoruz; internet kullanımının çocuklarda yaygınlaşması ile birlikte, internet üzerinden gerçekleşen cinsel istismara maruz kalma sıklığı da ne yazık ki oldukça arttı, artmaya devam ediyor. Biz; psikopatına, sapığına, pedofiline alışmak zorunda değiliz. Devam eden ısrarlarınıza ve size katlanmak zorunda değiliz. Hayatımızı, biri bana saldırır mı, biri beni taciz eder mi diye ürkerek şekillendirmek zorunda değiliz.


“Sorunsuz, uyumlu bir yaşamın reçetesi ve yasaya itaat olarak; ahlak.” Zygmunt Bauman

 


Bir kadın size “Hayır” diyorsa bu hayırdır! Olayın detaylarını bilen arkadaşlar, fotoğraflar ve mesajlar ile neden ifşa etmediğim yönünde birtakım eleştirilerde bulundular. Fakat ben danışarak, haklıyken haksız duruma düşmemek adına detay vermemeyi tercih ettim. Bu tarz haysiyetsizce davranışlarda bulunmaya cüret ediyorsanız; bunların sonuçlarına da tek tek katlanacaksınız. “Sen de kaşınıyorsun, meme deme” diyenler, (buna kadınlar dahil -ki konu emzirme idi) nöron sefaleti çeken beyniniz ve omurgasızlığınızı alıp, internetteki başka mecralara akınız. Farklı görüş kötü, farklı yaşayış kötü, farklı millet kötü, farklı hayat kötü, bir tek siz güzelsiniz, bir tek siz cicisiniz. Aman standardınız bozulmasın! Küçük insanların içine düştüğü açmazlardan içten içe haz duyan sapıklarsınız. Böyle dönemler, hayatınızdan insan ayıklamak için mükemmel zamanlardır, deneyiniz.


Nietzsche, “Ahlaklı insan, ahlaksız insandan daha aşağı bir türdür” diye niteler ve şöyle ekler: “Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuz odur.”


Nietzsche’ den alıntı yapıyorum ama Lou Salomé’ den olumlu yanıt gelmemesi üzerine, ona karşı derin bir nefretle, ondan: “Bu kuru, kirli, kötü kokan maymuncuk, yalancı memeleriyle bir felaket” şeklinde, hakaret dolu sıfatlarla söz ediyor.


Ne diyeceğimi bilemiyorum.


Buradaki amaç, ne kadını kutsallaştırmak, ne erkek düşmanlığı ne de bir linç – ifşa kampanyasıdır. Bir kadın bir kitap yüzünden, düşünceleri yüzünden, her ne sebepten olursa olsun, siber cinsel taciz, hakaret ve aşağılanmaya maruz kalıyorsa; bu bir onur ve var olma mücadelesidir. Bu günümüzde, aklı başında olan, özgür, güçlü kişilikli her kadının sorunudur. Burada ya da farklı platformlarda, farklı isimlerle yazdığım yazıları okuyanlar bilir ki, mizahi bir dil kullanır, eğlenmek için yazar, okuyan kişinin de sıkılmadan eğlenerek bilgi paylaşımı sağlamasını isterim. Fakat maruz kaldığım, ısrarlı şekilde devam eden hoş olmayan konular fütursuz bir boyuta ulaşınca, haklı olarak gergin bir dille yazmaya başladım. Her zaman tiye aldığım, kasıntı şekilde bütün entelektüel bilgi birikimini sayfalarca üzerimize kusan kişilerden olmak niyetinde değilim. Zaten herkes her konuda bilgi sahibi, kimsenin yetersiz olduğu bir konu yok değil mi Gula Çiya? Ben, yine aynı ben olarak, memeye meme diyerek, gülerek, mizah yaparak, öğrendiğim her yeni şeyi kafanızı şişirerek anlatmaya, gezdiğim yerleri yazmaya devam edeceğim.

İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Lanet Olası Zeki Kadınlar

Çağrıma cevap veren, Sayın Avukat Elif Buyurgan, kadınlarla dayanışmak adına, hukukî açıdan merak ettiğimiz bütün sorularımızın cevabını her hafta burada bizimle paylaşacaktır. İsimsiz yorum olarak veya özel olarak mail adresi üzerinden (salomecizrawi@gmail.com) merak ettiğiniz her şeyi sorabilir, danışmanlık alabilirsiniz. Küçücük bir nebze bile olsa bir farkındalık yaratabilirsek, bir bilinç oluşturabilirsek, bu benim değil, hepimizin yararınadır.


Sizi seviyorum, bazılarınız hariç tabii lan!


Gündemi değiştirelim, oynat Uğurcum.🌼