Aylık Arşivler

Haziran 2018

Genel

Gün Akşam Oldu

   Tanrının başımıza sardığı akrabalar nedeniyle yaptığı hatayı telafi etmek için bize dostları verdiğini söylemiş biri. Birine mecbur kalıyoruz, birini ise kendimiz seçiyoruz. Seçimlerimiz her zaman doğru mu? Bilemiyoruz, kaybediyoruz, yoruluyoruz, yeniden başlıyoruz, yeniden yoruluyoruz, kendimizi yeni bir yorgunluk için yeniden yeniden yorgun hissediyoruz.

Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum
Genel

İnsanın Taşrası

   Rezalet ve gerginlikle dolu üç günden sonra selamlar. Takip edenlerin bildiği üzere Metro Turizm denen lanet firma ile sıkıntılı zamanlar yaşadım. Modern beddualar arasına “Diyalektik hezeyanlara gelesin, manipülasyonsuz çağrışımlara gelesin!” vs den sonra “Bilet bulamayasın da Metro Turizm’e binesin!” de eklenmeli, eklendi. Üzerine yazıp (sayıp, sövmek) isterdim fekat olay bildiğiniz üzere adli sürece döndü. Karakol tutanakları ve ifade tutanaklarını paylaşmıştım ki yazdığı gibi otobüslere 1434’er lira para cezası tatbik edildi. Diğer konuya hiç girmek istemiyorum bile (otobüsten kavgayla atılıp, karakoldan şu an bulunduğum yere gelene kadar yaşanan kabus gibi süreç).

Devamı İçin Tık Tık

10 Yorum
Genel

Yalnız(lığ)ın E(v) Hali

Selamlar, nasılsınız? Hepimizin derdi tasası  var elbet. 3 ay ömrü kalmış adama 6 ay sonraya MR tarihi veren, 13 yaşında tecavüze uğramış kız için 7 yıl sonra ‘isteseydi karşı koyabilirdi’ kararı çıkarıp tecavüzcülerine ceza indirimi uygulayan, azılı katilleri baş üstünde tutup, sadece düşündüğü için insanları ömür boyu dört duvarın arasına koyan, insan hayatının bu kadar ucuz olduğu, şehirlerimizin viraneye döndüğü, aydın insanların, üniversite öğrencilerinin bodrum katlarında lav silahları ile yakıldığı bir ülkede neyin ve kimin adaletinden, sisteminden kime yakınacağımızı bilemezken, hangi yasayı, olayı eleştirmeye-haber almaya kalksak, interneti ulaştırma bakanlığına bağlayan bir düzen, her yeni site kapandığında makam arabasıyla zafer turu atıp, krallıklarında yemekli şölen verenler varken, umutsuzluğunu, adaletsizliğini, bu ülkenin ağırlığını bir gram hafifletmek için bir araya gelemeyip, şakalarla hafiflemeye çalıştığımız, sosyal sıkıntıları atmaya çalıştığımız bu mecrada biraz olsun nefesleniyoruz.

Devamı İçin Tık Tık

3 Yorum
Felsefe

Kahkaha Benden Yana

  Soren Kierkegaard – Kahkaha Benden Yana ‘dan tadımlık:
   • Ben bir fikre aidim. Beni çağırdı mı giderim, bir gizli buluşma ayarladı mı gece gündüz beklerim, gün ortasında çağıranım yok, akşam sofraya bekleyenim yok. Fikir çağırdığında her şeyden vazgeçerim, daha doğrusu vazgeçeceğim hiçbir şey olmaz, kimseyi kandırmam, fikre sadık kalarak kimseyi , başka birini üzmek zorunda kalarak ruhum üzülmez. Eve döndüğümde kimse bakışlarımı okumaz, kimse yüzümün rengini deşifre etmez, kimse benim varlığımdan benim bile başkasına veremeyeceğim bir açıklamayı söküp almaz: Acaba saadet içinde miyim, umutsuzluk içinde mi, hayatı kazandım mı yoksa kayıp mı ettim?

Devamı İçin Tık Tık

4 Yorum
Genel

Kürkçü Dükkanına Zorunlu Dönüş

Merhabalar efenim. İçmeye ayranı olmamasına rağmen sıçmaya helikopterle gitmeyi kendine ilke edinmiş aristokrat ruhlu(!) insanlardan biri olan kardeşim çadırdan çıkıp, abla bir gün de kapitalizmin köpeği gibi yaşayalım, sıtarbaksa gidelim, şuradan atlatayalım, buradan zıplayalım, diye tutturdu. Doğada yaşamaya gayret gösteren, okuduğu kitaplarını, giymediği elbiselerini ayakkabılarını başkalarına bırakan ben, tabii ki reddettim ama merkeze inip alışveriş yapma ısrarına karşı daha fazla direnemedim. Yeter ki sussundu. Eline aldığı yüksek fiyatlı eşyaları gördükçe bakıp iç geçirerek Ercan Taner’in “Hagiieeeğ bir kaleye baktıaağ bir baraja baktıaağ” şeklindeki aforizmasında belirtmek istediği kas-analitik düşünce kombinasyonuyla bir paraya, bir eşyalara bakıp el titremesi nöbetleri geçirdim.

Devamı İçin Tık Tık

9 Yorum
Genel

Herkesin Hayatına Kimse Karışamaz

   Sevgili Blogger Üniversitesi Psikoloji Anabilim Dalı başkan, başkan yardımcısı ve üyeleri! “Birine tamam dedikten sonra kendin olamayacakmışsın hissiyle hayatına kimseyi alamamak” diye bir dram var. Yoksa da var yani. Bütün kuzen, yaşıt akraba, konu komşu kim varsa evlendiğinden mütevellit üzerimde artık evlen baskıları iyiden iyiye artmaya başladı. “Eee bak X de evlendi, sen ne zaman evlenip yuvanı kuracaksın?”

Devamı İçin Tık Tık

4 Yorum