Felsefe, Psikoloji

Sacher-Masoch’un Takdimi

Masoch’un aşkı “cinsellikten-arındırma” ve aynı zamanda insanlığın tüm tarihini cinselleştirme hususunda çok özel bir yolu vardır.


Masoch’a adil davranılmadı, adı masoşizm denen sapkınlığa takılmış olduğu için değil; tam aksine, adı günlük kullanıma dahil olurken eseri unutuluşa mahkum edildiği için. Eserini hiç tanımaksızın Sade üstüne yazılmış kitaplara da arada bir rastlıyoruz ama bu giderek daha ender oluyor. Sade gittikçe daha doğrudan tanınmaya başlıyor; sadizme ilişkin klinik araştırmalar Sade’nin eseri üstüne yapılmış edebi incelemeler tarafından hatırı sayılır ölçüde zenginleşmiştir ve bunun tersi de doğrudur. Oysa, Masoch üstüne en iyi yazılar bile eseri konusunda şaşırtıcı bir cehalet içindeler.


Sade ile Masoch yalnızca diğerleri arasında birer vaka olmakla kalmıyorlar; ikisinin de bize öğretecek esaslı bir şeyleri var, biri mazoşizm, öteki sadizm hakkında… Masoch’a biçilen kaderin adil olmayışının ikinci nedeni, klinik bakımlardan onun Sade’nin bir tamamlayıcısı olarak görülmesidir. Bu gerçekten de Sade ile ilgilenmiş kişilerin Masoch’a özel bir ilgi göstermekten imtina etmelerinin bir nedeni olabilir.


Marquis de Sade


İnsanlar Sade’yi elde etmek için Masoch’taki semptomlarla içgüdülerin tersine çevrilerek adapte edilmesinin yeterli olduğunu pek kolay kabul etmişler –tabii ki karşıtların birliği ilkesine uygun olarak-. Sadizm ile mazoşizmin bir ve aynı şey oldukları teması ve sadomazoşizm kavramı Masoch’a çok büyük bir haksızlık etmiştir. Yalnızca ihmal edilme haksızlığının değil, Sade ile adil olmayan bir tamamlayıcılık ilişkisi ve diyalektik birlik fikrinin de acısını çekmiştir.


Leopold von Sacher-Masoch


Masoch’u okumaya başladığımız anda, onun evreninin Sade’ninkiye alıp verecek hiçbir şeyi olmadığını fark ederiz. Teknikleri farklıdır, problemleri, ilgilendikleri şeyler ve niyetleri de tümüyle farklıdır birbirinden. Psikanalizin çoktandır sadizm ile mazoşizm arasındaki dönüştürmelerin imkanını ve gerçekliğini göstermiş olduğunu iddia etmek de geçerli değildir; sadomazoşizm denen bir kavramın bizzat kendisini sorguluyoruz.


Tıp sendromlar ile semptomlar arasında ayrım yapıyor; bir semptom bir hastalığın belirgin bir işaretidir, bir sendrom ise çok farklı kökenlerden gelen ve çeşitli bağlamlarda beliren dışavurumların bir toplantı yeri ya da çakışma noktasıdır. Sadomazoşizmin birbirlerine indirgenemez nedensel zincirler halinde ayırt edilmesi gereken bir sendrom olduğunu iddia etmek isterdik. Sadizmle mazoşizmin aynı kişide hazır ve nazır oldukları o kadar ısrarla söylendi ki buna inandık.


Başlangıca geri dönmeye ve Sade ile Masoch’u okumaya ihtiyacımız var. Klinikçinin hüküm önyargılı olduğundan, tümüyle farklı bir yaklaşımı, edebi yaklaşımı benimsemeliyiz, çünkü sadizm ile mazoşizmin özgün tanımları edebiyattan çıkagelmiştir. Bu iki yazarın adlarının bu iki sapkınlığı belirlemek için kullanılması bir tesadüf değildir. Eleştiriyle (edebi anlamıyla) klinik (tıbbi anlamıyla) karşılıklı olarak birbirlerinden öğrenebilecekleri yeni bir ilişkiye sokulabilirler.


Semptomatoloji hep bir sanat sorunu olmuştur; sadizm ile mazoşizmin klinik özgüllükleri Sade ile Masoch’a özgü edebi değerlerden ayırt edilemezler. Karşıtlar arasındaki bağı hemencecik algılayıveren bir diyalektiğin yerine, hem gerçekten ayrımlaştırıcı mekanizmaları hem de sanatsal özgünlükleri meydana çıkaran eleştirel ve klinik bir değerlendirmeyi amaçlamalıyız.



Sacher-Masoch’un Takdimi, Soğuk ve Zalim, Gilles Deleuze


Kitabın Pdf’sini isteyenler; lütfen yorum kısmına e-mail adresinizi bırakınız, sizlere dönüş yapacağım efem.


İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Evliliğe Karşı: Bir İlişkinin Sosyal, Yasal, Ekonomik ve Psikolojik Sonuçları