Felsefe, Pdf Hayratı

Henri Bergson, Gülme

Selamlar efenim, afiyettesinizdir inşallah. Takip edenlerin bildiği üzere, günlük yaşamda kullandığımız kelimelerin etimolojik kökenini, efenime söyleyeyim, sakal bırakmanın temporal dinamiğini, yaptığımız rutin davranışları neden yaptığımızı vs merak eden bir insan kişisiyim. Gülmek de bu davranışlardan birisi. Henri Bergson‘un konuyla ilgili Gülme adlı eserine buyrun birlikte bir göz atalım.


Henri Bergson


İnsan, çok farklı durumlarda gülen bir varlıktır. Gülme, kimi zaman mutluluğun, sevincin ve hazzın bir ifadesi, kimi zaman sıkıntı, alay, küçümseme, kınama, eleştiri ve saldırganlık ifadesi olarak kendini gösteririr. Gülmek, yani insanın hoşuna ya da tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurması hali.



Felsefe tarihine baktığımızda, gülmenin en az ele alınan konulardan biri olduğunu görürüz. Felsefe tarihinde birçok düşünür gülme üzerine hiçbir fikir ileri sürmezken, az sayıda kimi düşünür de gülmeye çok kısa bir şekilde, eserlerinde birkaç cümle, paragraf ya da sayfada değinmiştir. Üstelik bu düşünürler gülmeyi sadece bir yanı ile ele almışlardır ve gülmeye ilişkin tatmin edici bir açıklama ileri sürememişlerdir. Peki, felsefe tarihinde gülme neden ele alınmamıştır?


Gülmenin felsefe tarihinde ele alınmamasının temelinde birkaç neden var: Gülmenin ciddiyetten uzak olarak görülmesi, gülmenin ele alınmamasının temelinde yatan en önemli nedenlerden biridir. Birçok farklı durumda gülüyor olmamız, yani gülmemizin temelinde farklı nedenlerin yatması gülmenin ele alınmamasının temelinde yatan bir başka nedendir. Ayrıca, gülme üzerinde çok fazla durulmamasının ve gülmeyi ele alan kimi düşünürlerin gülmeyi olumsuzlamasının, onu ciddiyetsizlikle ilişkilendirmesinin temelinde, gülmenin idealize edilen toplum düzeni, toplumdaki güç dengeleri ve iktidar için tehdit edici, yıkıcı bir unsur olması yatmaktadır.



Hemen her gün farkında olmadan, üzerinde durmadan, defalarca yaptığımız bu eylem, ünlü Fransız filozof Henri Bergson’un dokunuşu ile bir felsefe sorusu haline geliyor: İnsan niye güler? Bergson, kitabının daha ilk satırlarında, kendisinden önceki filozofların bu konuyu derinlemesine ele almamalarına da şaşırdığını söylüyor.


Genel olarak komiğin anlamı üzerinde duran Bergson, gülmenin nedenlerini gerekçelendirirken özel olarak ise topluma uyumsuzluğun neden gülmeye yol açtığının yanıtını arıyor. “Komik olan şey doğada değil; insandadır.” diyerek, komiği; davranışlarda, insan bedeninde, doğallığı bozulmuş her düşünce ve davranışta, insanın toplumla olan uyumsuzluğu gibi farklı alanlarda inceliyor.


Uyumsuzluk kuramı, gülmenin duyusal yanı ile değil daha çok düşünsel yanı ile ilgilidir.



“Uyumsuzluk kuramına göre gülme; umulmadık, mantıksız ya da uygunsuz bir şeyle karşılaştığımızda meydana gelir. Beklediğimiz şeyin aksini ya da daha önemsizi ile karşılaştığımız zaman güleriz. Burada zihinsel bir tepki söz konusudur.” (John Morreall, Gülmeyi Ciddiye Almak)


Hayatı sürekliliği, akışkanlığı içerisinde değerlendiren filozof, bunun aksatılmasına neden olan durumların gülmeye yol açtığını belirtmiştir. Bu felsefeden hareketle hayatın mekanikleşerek, fiziğe indirgenmesi kendi doğasından uzaklaşması anlamına gelmekte, bu durum da komiği oluşturmaktadır. Hayatın sürekli bir çeşitlilik, değişim olduğunu kabul eden filozof, hayatiyetten sapma olduğu takdirde gülmenin gerçekleştiğini iddia etmiştir.


“Gülme, doğanın ve hemen hemen aynı anlama gelmek üzere çok uzun bir toplumsal hayat alışkanlığının içimizde kurduğu mekanizmanın neticesi olmaktan ibarettir.” (Henri Bergson, Gülme)


Bu durumda, insanları güldüren “sapma” olarak nitelendirilecek şeyin nasıl gerçekleştiği sorusu gündeme gelir. Bergson, gülmeye yol açan kusurların birer ahlaksızlık olmasından ziyade cemiyete uyumsuzluk göstermesinden kaynaklandığının altını çizmiştir. Çünkü kendini cemiyetten ayıran herkes gülünç olur.


“Herkesin gözyaşı döktüğü bir vaazda kendisine niçin ağlamadığı sorulan bir adam şöyle yanıt vermiştir: “Ben bu cemaatten değilim.” (Henri Bergson, Gülme)


Ona göre; hayat ve cemiyetin insanlardan istediği şey, bulunulan hâl ve vaziyeti etrafıyla ayırt edecek her dem uyanık bir dikkat, aynı zamanda kendisini bu hâl ve vaziyetlere uyduracak bir ruh yumuşaklığı, bir beden çevikliğidir. Cemiyet, insanı tekrar dikkatin, çevikliğin öznesi olarak görmek istediği için gülmenin gücünden faydalanarak uyarısını gerçekleştirir.


Gülme ne anlama gelir? Gülüncün temelinde ne yatar? Gülmenin toplumsal işlevi nedir? Komik ve gülünç arasındaki fark nedir? sorularını inceleyen Bergson, her gün yaptığımız bu davranış üzerinde derinlemesine düşünmemiz için bizlere kapı aralıyor.


Henri Bergson, Gülme kitabını buradan indirebilirsiniz. Yogi Berra ne demiş: “Kahkaha hayatın darbelerini azaltan bir şok emicidir.” Kahkahanız bol olsun efenim, görüşmek üzere.


Kaynaklar:

The Analysis of Story Named Haldun Taner’s “Sancho’nun Sabah Yürüyüşü” on Henri Bergson’s Laughter Theory -Zeynep Tek

Kahkaha Toplumdan Yana: Henri Bergson’un Gülme Yorumu – Fatma Erkek

John Morreall – Gülmeyi Ciddiye Almak

Henri Bergson – Gülme


İLGİNİ ÇEKEBİLİR:  Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi