Kategori

Psikoloji

Felsefe, Pasajlar, Psikoloji

Like ya da Amin Kapitalizmi

“İstediğim şeyden koru beni.” Jenny Holzer


Byung-Chul Han, dijital ortamın sunduğu özgür dünyayı başlı başına bir yanılsama ve gönüllü kölelik olarak görüyor. Örneğin, sosyal medyanın ifade özgürlüğünü genişlettiği konusu. Yazara göre asıl gerçek hiç de öyle değil. Dünyadaki büyük güçler sosyal medyayı halkı izlemek, eğilimlerini takip etmek ve yönlendirmek için kullanıyor: “Bugün her tıklamamız, arama amacıyla girdiğimiz her kavram kayda geçirilir. İnternetteki her adımımız gözlenir ve kaydedilir. Hayatımız tümüyle dijital ağa yansır. Dijital genel görünümümüz kişiliğimiz, ruhumuz hakkında son derece doğru bir iz bırakır, belki de olduğumuzu sandığımız kendimizden daha doğru ya da daha eksik bir iz.” Devamı İçin Tık Tık

2 Yorum
Misafir Ol Gel Bana, Psikoloji

“Kitleler Psikolojisi” Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

Gustave Le Bon’un  adı sıklıkla duyulmuş kitabı “Kitleler Psikolojisi”ni elime aldığımda, “1895 yılında yazılmış bu kitaptan ne öğrenebilirim ki?” diye düşünmedim değil. Aradan 120 yıldan fazla bir zaman geçmiş, ancak siyaset felsefesi, siyaset psikolojisi gibi alanlarda ne kadar hızlı gelişmeler yaşanırsa yaşansın kitlelerin psikolojilerinde bazı şeyler değişmemiştir. Değişimin temel bir gerçeklik olduğu tartışılmaz iken bunu nasıl iddia edebilirim? Buyrun, Le Bon’un Kitleler Psikolojisi kitabını değerlendirmeye geçelim.


Devamı İçin Tık Tık

28 Yorum
Pdf Hayratı, Psikoloji

İnsanın Anlam Arayışı

20. yüzyılın önde gelen psikiyatrlarından olan Viktor Emil Frankl nöroloji ve psikoloji profesörüdür. 1943 yılında karısı, babası, annesi ve kardeşi ile birlikte Nazi subaylarınca tutuklanarak ölüm kampları olarak anılan toplama kamplarına nakledilmişlerdir. Dört yıl boyunca ailesine kavuşabilme umuduyla yaşayan Frankl, hürriyetine kavuştuğunda kız kardeşi dışında tüm aile bireylerinin gaz odalarında öldürüldüğünü öğrenir. Devamı İçin Tık Tık

Yorum Yap
Genel, Psikoloji

Batık Maliyet/Bedel Sendromu (Sunk Cost Syndrome)

Her gün zihinsel ve fiziksel sağlığımızı etkileyen birçok karar alıyoruz. Bu kararların her biri, şüphesiz, hem anlık hem de zamansal olarak çok sayıda değişkenden etkileniyor. Yangında ilk kurtarılacak olan, duygularımız. Onlara halel gelmesin, rahatsızlık hissi bünyemizi sarmasın diye, düşüncelerimizi manipüle etmeye, gerçek ve doğrudan vazgeçmeye, her an ve farkında bile olmadan razıyız. Peki ama neden?


Devamı İçin Tık Tık

22 Yorum
Edebiyat, Psikoloji, Sağlık

Misofoni ve Doris Dörrie

Merhabalar efenim. Yakın çevremin bildiği üzere, seslere karşı -bilhassa ağızdan çıkan seslere karşı- inanılmaz bir hassasiyetim var. Yüksek sesli ve aritmik seslerin yanı sıra, bazı hafif seslere karşı da rahatsızlık hissi duyuyorum. Birinin ayaklarını sallaması, kalemi aritmik bir şekilde masaya vurması, saat sesi, sakız çiğneme sesi, hırıltılı ve sesli nefes alıp verme sesi ve lanet olası ağız şapırtısı sesi (yazarken dahi rahatsız oluyorum) gibi. Siz de benim gibi misiniz? Geçmiş olsun, misofoniksiniz.


Devamı İçin Tık Tık

30 Yorum
Felsefe, Psikoloji

Kaçırdıklarımız / Yaşanmamış Hayata Övgü

Özel bir sebebi olmaksızın kendimi içinde bulduğum, dünyanın sıkıntılı köşeleri de var. Gerçi şimdi seyehatlarimin de yazma ediminin de birer kaçış yolu olduğunu görebiliyorum. Yazmak bir terapi çeşididir; bazen yazmayan, beste veya resim yapmayan insanların, insanlık durumunun özündeki delilik, melankoli, korku ve panikten nasıl kaçabildiklerini aklım almıyor. Auden şöyle der, “İnsanın yiyeceğe ve derin bir uykuya olduğu kadar kaçışa da ihtiyacı vardır.”


Devamı İçin Tık Tık

6 Yorum