Artemisia Gentileschi
Selamlar efenim, arkadaşlar genelde bana, “Bunları biliyorsun da ne işine yarıyor?” der. İstek üzerine, hak ettiği değeri görmeyen bir kadın sanatçı, Artemisia Gentileschi, hayatı ve eserlerinin hikayesiyle karşınızdayım. Buyrun, başlayalım: Artemisia Gentileschi, kadının her alanda yok sayıldığı, eve kapatıldığı, erkeğe muhtaç görüldüğü 17.yy’da yaşamış İtalyan bir barok ressamıdır.
Onun hikayesi, psikopat-karaktersiz babasının, henüz Artemisia 17 yaşındayken kendisine perspektif konusunda ders vermesi için tuttuğu çalışma arkadaşı Floransalı manzara ressamı Agostino Tassi’nin resim eğitimi vermesi ile başlar. Tassi, ders vereceğim ayağına Artemisia’ya tecavüz eder, evlenme vaadiyle oyalayarak aylar boyu kendisinden yararlanır, Artemisia da artık başka biriyle evlenme şansı kalmadığını düşünerek buna razı olur. Olayların farkına varan baba Orazio, Tassi’yi mahkemeye verir. Mahkeme, -okuduğum kaynaklara göre- yedi ay sürer. Bu yedi ay boyunca Artemisia, mahkeme tarafından aşağılanmaya maruz kalır.
Agostino daha önce de tecavüz suçundan hüküm giymiş, evli, karısı uzun süredir kayıp olduğundan kadını öldürtmüş olabileceğinden kuşkulanılan, baldızını da iğfal ettiği ortaya çıkan bir pisliktir. Sonunda Tassi, birkaç ay hapis ve Roma’dan uzaklaştırılma cezası almış olsa da bu ceza tam anlamıyla uygulanmaz, boyu devrilesice Tassi, soylu bir adam olduğu için mahkeme tarafından aklanır, kısa süre içinde hapisten çıkar. Hatta kilise mahkemesi tecavüze uğrayanı iffetsizlikle suçlar, kadın bir de bekaret kontrolü yapacaklar diye tekrar tacize uğrar, suçlamalarından vazgeçmesi için kendisine çeşitli işkenceler yapılır. (Ne kadar tanıdık geldi değil mi?)
Olaydan sonra dedikodular durmak bilmez. Artemisia canından bezer, dedikodulardan kurtulmak için Floransalı ressam Pietro Antonio Stiattesi ile evlenerek Floransa’ya taşınmak zorunda kalır. Yaşadığı bu haksızlık ve şerefsizliği unutmayacağına dair and içer. Academia del Disegno’ya kabul edilen ilk kadın ressam olur. Babasının eksik bıraktığı eğitimini tamamlama fırsatını bulur, okuma yazma öğrenir, resim tekniğini daha da geliştirir, şehrin soylu ve zenginlerinden pek çok sipariş alır, Michelangelo’nun yeğeni ile çalışır, efenime söyleyeyim, Galileo gibi önemli kişilerle dostluklar kurar. Ve intikamını sanatı aracılığıyla almaya başlar. Şimdi bunu nasıl yapmış bakalım, buyrun:
Susanna ve Yaşlılar |
Mesela yukarıda gördüğünüz, “Susanna ve Yaşlılar” tablosu. Bu tabloda Tevrattan esinlenilmiş. Susanna, zengin bir tüccarın karısıdır, evinin bahçesinde banyo yaparken iki yaşlı adamın tacizine, tehdidine maruz kalır. Yaşına başına bakmayan kart zamparalar kadına, ya istediklerimizi yaparsın ya da seni zina ile suçlarız, der. Kadın boyun eğmez, adamlar iftira atar, mahkeme olur, kadın ölüme mahkum edilir. Aynı konuyu erkek ressamlar Rubens ve Velazquez kadını kışkırtıcı ve teşhirci olarak resmeder. Artemisia’nın tablosunda ise, çıplak ve savunmasız genç kadının, üzerine gelen iki erkek karşısında duyduğu “tiksinti ve rahatsızlık” açıkça hissedilir. Bu olaydaki asıl bomba şudur: Tabloda kadını rahatsız eden iki adamı, babası ve tecavüzcüsü Tassi olarak çizer. Susanna ise kendisidir.
Holofernes’in Kafasını Kesen Judith |
Gelelim ikinci resime, “Holofernes’in Kafasını Kesen Judith” tablosu. Judith, Yahudi, dul bir kadındır. Halkını Asurluların saldırısından kurtarmak için Asur komutanı Holofernes’i öldürmeyi kafaya koyar. Kadın, bir hizmetçisiyle birlikte kampa sızar. Adamı kendine aşık eder, sofralar, içkiler.. Sarhoş edeyim de öldüreyim niyetindedir. Sarhoş olan Holofernes’in kafasını kılıcıyla keser ve şehrin meydanına götürür. Komutanları ölen Asurlular da şehri terk eder. Bu tabloda yine Judith kendisidir. Holofernes ise tecavüzcüsü Tassi puştudur. Artemisia, kısıtlamaya, toplumsal baskıya, tecavüze, dinin baskısına, bu kadar hayınlığa çıyanlığa sanatıyla böyle cevap vermiştir.
Artemisia, gençliğinde yaşadığı tecavüzün kendisine sürdüğü lekeden hayat boyu kurtulamamıştır; özel yaşamının zamanın ahlak kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle de sürekli eleştirilmiştir. Ölümünden sonra Artemisia için yazılan iki alaycı kitabede de, sanatından hiç söz edilmeden, nasıl nemfoman ve zinacı bir kadın olduğu vurgulanmıştır. Olay çok çarpıtılmış olsa da filmini izlemek isteyenler için link buradadır.
17.yy’da yaşanmış bu olay ile günümüzde kadına olan bakış benzerliğini düşünmeye davet eder, buraya kadar gelenlere teşekkür ederim efem.
Görüşmek üzere.
Yazılarını okurken hicc bıkmadan okuyorum ve okadar aydinlatici ve ilham verici kadınlar ne kadar güzel v3 kıymetli bir varlık olduklarını bi kez daha gösterdin yeni yazılarını bekliyrz merakla
Yazıdan şunu anladım ki yüzyıllarda geçse toplumun kadına olan bakıs acısı ve baskısı hiç değişmemiş. Irk veya din gözetmeksizin tüm toplumlarda kadın her zaman bu şekilde olaxak sanırım. Yüzyıllar önce de yüzyıllar sonra da������. Umut beslemeliyim bilemiyorum.
Merhaba Salomé hanım 🙂 yazılarınızı okumaktan büyük zevk duyuyorum. Yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz.
Kartı da genci de yerin dibine girsin.
ha 17.yy ha 21.yy gerçekten hiç mi değişilmez ya; daha küçüğüm öğrenecek çok şeyim var elbette ama öğrenmem gereken şeylerin %2’sini bile sağlıklı bir ortamda sağlıklı bir şekilde öğrenemiyorum etrafımda süregelen bu iğrençlikler sebebiyle. umut etmek istiyoruz, değişeceğine dair umutlar serpiştiriyoruz yüreklerimize ama nafile, ben umudumu çok önceden yitirdim galiba, kötülük ve iğrençlik hep baki kalacakmış gibi geliyor
şerefsiz Tassi !!
hakikaten salome hanım bunları biliyorsunuz da ne işinize yarıyo?
Fazla bilgi iyi değildir.
Ne kadar da günümüzde ki olayları andırıyor. Artemisia gibi her kadın susmamalı. Ve hakkını arayıp adalet olmalı. Tassi gibi şerefsizler de cezalarını almalı.. Çok etkileyici bir yazı ve hikaye olmuş. Ellerine, kalemine sağlık.
Kadın ressamın duruşuna bayıldım. Sanatını intikam almak için değil, kadına tacizin ve iftiranın belgesi olarak tabloya dökmüş. İtalya bu sorunları aşmış ama bizim Ortadoğulu ülkeler hala bu cehaletin içinde.
Yazıyı okurken olayda bahsi geçenlere Kurdçede ne kadar sanatsal küfür varsa saydrdm. Ayrıca hala benzeri tiplerin nerdeyse nüfusun yarısına denk geldiği bu coğrafyada yada devirde yaşıyor olmama da.. Resimler güzel cevap olmuş evet. Bir resam olsaydım ve konuyu resmetmek isteseydim ne yapardım diye de düşündüm. Bence resimde onu anlayan sınıfa da bir gönderme olmalıydı. Kiravatli pûşt bürokratlar yada cubbesi altına saklanmış karanlık yüzler. Selam ve sevgiler.