Sendroma Pûmayê Xêt
Sendroma Pûmayê Xêt mefhûma kirina karekî bi hilberîneke kêm yan jî kedkariya pirrtirîn a ji bo karekî bikêrnehatî ye. Devamı İçin Tık Tık
Etiket
Sendroma Pûmayê Xêt mefhûma kirina karekî bi hilberîneke kêm yan jî kedkariya pirrtirîn a ji bo karekî bikêrnehatî ye. Devamı İçin Tık Tık
“Sayın bayan, herhangi bir baskı altında kalmadan, kendi özgür iradenizle, sayın bay ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?”
“Evet!”
“Peki sayın bay, siz de herhangi bir baskı altında kalmadan, kendi özgür iradenizle, sayın bayan ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?”
“Evet!”
“Öyleyse, ben de yasaların bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum.”
Tebrikler, mutluluklar, öpücükler, gülücükler, alkışlar… Devamı İçin Tık Tık
Freud, James, Nabokov, Pessoa, Proust, Rancé, Schnitzler… Özenle örülmüş edebi metinlerin kurgularını psikanalizle çözerek bizi konuşamadıklarımızla yüzleştiren Michel Schneider, Nabokov’un kelimelerinde dil üzerinden tahakküm kuran totaliter rejimlerin izini sürerken, Freud’a “Ne düşünüyorsun?” diye sorarak düşünürün zihne duyduğu tutkuyu masaya yatırıyor.
Çıplaklık örtüklüğün tersi, tüm örtülerin kaldırılması ise, Çıplaklıklar’ın da hakikatin üzerindeki perdeleri aralayan bir kitap olduğu söylenebilir. Şiirle felsefe arasında gidip gelen, akış halindeki dilsel bilgelikte zaman zaman beklenmedik şekilde ortaya çıkan ara sözlerle, metafizik sorgulamalarla modern hayata dair eleştiriyi birleştiren bir metin… Devamı İçin Tık Tık
İlginç bir kitap, Foucault ve arkadaşları bizlere 19. yüzyılda işlenmiş bir cinayetin anatomisini sunuyorlar. Kitabın ismi, Riviere’nin hapishanede tuttuğu günlüğünün ilk cümlesinden alınmış: “Annemi, kız kardeşimi, erkek kardeşimi katleden ben, Pierre Riviére.” Riviere ilginç bir adam, aşırı zeki mi deli mi yoksa bir cani mi, okuduktan sonra siz karar verin. Fukocuğumun zayıfların ve kaybedenlerin, akıl hastalarının ve sapkınların hayatlarını anlamaya doğru çıktığı düşünsel yolculuğunun en önemli uğraklarından biri bu kitap.
Selamlar efenim. Geçenlerde bir araştırma için yana yakıla aradığım, baskısı tükenmiş olan (Mitos Yayınları, 1993) Max Aub- Örnek Suçlar’ı Lezgîn Kitêbçiyan sayesinde bulmuş, okudukça şaşkınlık içinde kalmıştım. Kendisine buradan tekrar teşekkür ederek, sizlere tiyatro olarak da sergilenmeye devam eden bu enteresan eserden söz etmek istiyorum. Devamı İçin Tık Tık